Türkiye'nin yanı başında milli güvenliğini ve üniter yapısını hedef alan ayrılıkçılığı meşrulaştırma girişimi ve jeopolitik tehdit

Giriş

Duhok’ta, Kürdistan Amerikan Üniversitesi (AUK) ev sahipliğinde düzenlenen 6. Orta Doğu Barış ve Güvenlik Forumu (MEPS 2025), Türkiye Cumhuriyeti'nin üniter yapısını ve ulusal güvenliğini doğrudan hedef alan, terörizmi ve ayrılıkçılığı diplomatik zeminde yasallaştırma ve uluslararası alanda kabul ettirme girişimlerinin kritik bir zirvesi olarak değerlendirilmelidir. Forum, Türkiye'nin terörle mücadeledeki kırmızı çizgilerini aşarak, sınır aşan bir Kürt siyasi entegrasyonu ekseninde, Ankara'ya yönelik jeopolitik bir çevreleme harekatının kurumsallaşmasına hizmet etmiştir. Forumdaki kilit aktörlerin (IKBY liderliği, SDG/YPG Komutanı Mazlum Abdi, DEM Parti temsilcileri ve ABD'li yetkililer) geçmiş ve mevcut beyanları, bu girişimin basit bir akademik toplantıdan öte, Milli Türk Devleti'nin varlığına yönelik stratejik bir tehdit oluşturduğunu göstermektedir.

Bu kritik toplantıya katılanlar ve konuşanlar, Kürdistan Bölgesel Yönetimi (KBY) Başkanı Neçirvan Barzani, KBY Başbakanı Mesrur Barzani ve eski Başkan Mesud Barzani gibi IKBY'nin en üst düzey liderliğini temsil eden isimlerdi. Toplantı, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin (IKBY) Duhok kentinde dün 18 Kasım'da başladı. Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani de çok sayıda lider, diplomat ve akademisyen ile birlikte foruma katıldı. Forumun en dikkat çeken gelişmelerinden biri, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) Genel Komutanı Mazlum Abdi ile Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi Dış İlişkiler Ofisi Eş Başkanı İlham Ahmed’in katılımcılar arasında yer almasıydı. Türkiye'nin terör örgütü olarak kabul ettiği PKK'nın Suriye uzantısı olan Suriye Demokratik Güçleri (SDG) Genel Komutanı Mazlum Abdi (Mazlum Kobani), 19 Kasım 2025 Çarşamba günü Duhok’taki Kürdistan Amerikan Üniversitesine ulaştı ve forum kapsamında bir konuşma gerçekleştirdi. Gazeteci Amberin Zaman, Mazlum Abdi’nin katılımını “tarihi” olarak nitelendirmiştir. Türkiye'den hakkında yakalama kararı bulunan eski siyasetçi Osman Baydemir'in de Abdi'ye üst düzey görüşmelerde eşlik etmesi, sınır aşan siyasi entegrasyonun bir kanıtıydı. Türkiye'deki Kürt siyasi hareketini temsilen Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Diyarbakır Milletvekili Cengiz Çandar da forumda konuşmacı olarak yer aldı. Ayrıca, ABD'nin Erbil Başkonsolosu Wendy Green'in katılımı, foruma uluslararası bir destek ve meşruiyet sağlamıştır. IKBY İçişleri Bakanı Reber Ahmed ve Duhok Valisi Ali Tatar gibi yerel yetkililer de forumun organizasyon ve siyasi ajandasına destek veren önemli isimlerdi. Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu ve AKP Milletvekili Ferhat Nasıroğlu'nun ise, Abdi'nin varlığı nedeniyle konferanstan ayrılmaları, hassasiyet göstergesi olarak değerlendirlebilir.

I. Uluslararası Diplomaside Terörizmin Meşrulaştırılması: Mazlum Abdi Faktörü

MEPS 2025'in, Türkiye'nin güvenlik algısı açısından en kritik boyutu, terör örgütü PKK'nın Suriye uzantısı olarak kabul edilen Suriye Demokratik Güçleri (SDG) Genel Komutanı Mazlum Abdi (Mazlum Kobani)'nin foruma katılımı ve aldığı diplomatik destektir. Abdi'nin Duhok'a ulaşması ve foruma katılması, Türkiye'nin terörle mücadeledeki kırmızı çizgilerinin Kürdistan Bölgesel Yönetimi (KBY) tarafından açıkça ihlal edildiğini göstermektedir. Abdi'nin, KBY Başkanı Neçirvan Barzani, Başbakan Mesrur Barzani ve eski Başkan Mesud Barzani dahil olmak üzere IKBY'nin en üst düzey protokolleri tarafından kabul edilmesi, Abdi'nin uluslararası platformda üst düzey bir siyasi figür olarak meşrulaştırılması amacını taşımaktadır. Rûdaw'ın aktardığına göre, forum öncesi “Başbakan Mesrur Barzani, Kürdistan Amerikan Üniversitesinde Mazlum Abdi ile bir araya geldi” (Rûdaw, "MEPS25- Mazlum Abdi Duhok'ta"). Bu kabul, PKK/YPG uzantılı bir yapının liderine verilen açık siyasi destektir ve terörizmin diplomatik bir araç olarak kullanılmasının kurumsallaşması anlamına gelmektedir.

Neçirvan Barzani'nin konuşmasında SDG'ye yönelik övgüleri, Türkiye'nin güvenlik endişelerini tamamen görmezden gelmektedir. Barzani, "Mazlum Abdi ve Suriye Demokratik Güçleri hakkında: Suriye'de terörle mücadelede büyük bir rol oynadılar." (Kurdistan24, "President Barzani Calls for Constitutional Implementation") diyerek, SDG'ye meşru bir bölgesel güvenlik aktörü statüsü kazandırma çabasını pekiştirmiştir. Bu durum, Türkiye'nin Suriye'deki askeri operasyonlarının ana gerekçesi olan terör tehdidini uluslararası alanda sulandırma ve SDG'yi kabul edilebilir bir muhatap haline getirme stratejisinin bir parçasıdır. Mazlum Abdi'nin forumdaki ana odak noktası, Suriye'de kalıcı bir Kürt siyasi statüsü elde etme hedefidir. Abdi, 10 Mart Anlaşması'nı tarihi bir dönüm noktası olarak nitelendirerek, “Daha önce Kürt sorunu görmezden geliniyordu. Şimdi, 10 Mart anlaşması bunu açıkça ele alıyor. Kürtlerin ve tüm Suriyeli toplulukların hakları, yeni bir anayasal çerçevede garanti altına alınmalıdır” (Kurdistan24, "SDF Commander Mazloum Abdi Calls for Dialogue") demiştir.

Mazlum Abdi'nin Açıklamalarından Önemli Alıntılar ve Ayrılıkçı Ajanda:

Mazlum Abdi'nin forum ve ilgili görüşmelerdeki beyanları, Suriye'de Türkiye'nin ulusal güvenliğini tehdit eden özerk/federal bir yapı kurma hedefini net bir şekilde ortaya koymaktadır. Bu açıklamalar, hem SDG'nin meşruiyetini tesis etme hem de Ankara'nın kırmızı çizgilerini zorlama amacı taşımaktadır:

Bu diplomatik meşruiyet hamlesi, ABD'nin de onayıyla güçlenmiştir. ABD Erbil Başkonsolosu Wendy Green'in forumu ve KBY liderliğini öven açıklaması, Abdi'nin kabul edildiği bu platformun ABD tarafından desteklendiğini göstermiştir. Green, "Kürdistan Bölgesi Başbakanı Mesrur Barzani’yi Duhok’ta forumu topladığı için takdir ettiğini" ve "Iraklı ve Kürt liderlerin geleceğe dair içgörülü yansımalarını dinlemekten özellikle memnun olduğunu" (Kurdistan24, "US Consul General Praises PM Barzani") belirtmiştir. Bu durum, Türkiye'nin terörle mücadeledeki en büyük müttefiki olması gereken ABD'nin, Türkiye'nin çıkarlarına aykırı bir siyasi ajandayı diplomatik olarak onayladığını teyit etmektedir.

II. Barzani Liderliğinin Sınır Aşan Kürt Siyasi Entegrasyonu ve Üniter Yapıya Tehdidi

MEPS 2025, sadece SDG'nin meşrulaştırılması değil, aynı zamanda Türkiye'deki siyasi hareketlerle IKBY ve DSG arasındaki sınır aşan entegrasyonun kurumsallaşması açısından da hayati bir tehdit oluşturmuştur. KBY liderliğinin, Barzani ailesinin bu forumdaki açık ve birleşik mesajları, Türkiye'nin ulusal güvenliğini hedef alan bu ajandayı pekiştirmiştir.

Neçirvan Barzani, Mesrur Barzani ve Mesud Barzani'den Önemli Alıntılar:

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Milletvekili Cengiz Çandar, Türkiye'deki barış sürecinin IKBY'nin dış desteği olmadan ilerleyemeyeceğini açıkça itiraf etmiştir: “Kürdistan Bölgesi Hükümeti olmadan Türkiye'deki barış süreci ilerleyemezdi.” (Kurdistan24, "Kürdistan Bölgesi Hükümeti olmasa barış süreci ilerleyemezdi"). Çandar'ın bu ifadesi, Türkiye'nin iç siyasi meselesi olan bir çözüm sürecinin, Türkiye'ye karşı siyasi ajandaları olan bir dış aktöre (IKBY) bağımlı hale getirildiğini kanıtlamaktadır. Bu durum, IKBY'nin Türkiye'nin iç siyasetine müdahale ve Kürt siyasi hareketini........

© Habererk