Dem-Pkk tabanının sosyolojisi

Sorunları görmezden gelerek ya da hafifleterek çözemeyiz. Herhangi bir sorunu çözebilmek için öncelikle o sorunu kabul etmeli ve doğru tanımlamalıyız. ‘’Türkiye, kırk yıldan uzun süredir PKK terör örgütüyle mücadele ediyor. Dem Parti, PKK’nın Türkiye’deki siyasi kolu.’’ ifadeleri ülkemizde genel kabul görüyor.

Ama bir adım daha atılarak ‘’Dem Partiye oy verenlerin çoğunluğu ya PKK sempatizanı ya da PKK-Dem ilişkisinden rahatsız olmayan vatandaşlar’’ denilemiyor. İnsanı şok eden bu cümle, maalesef bir hakikatin ifadesi. Zira ‘’Güney Doğu Anadolu’nun en büyük partisi olan ve oy oranı %8-12 bandında gezen Dem Partinin tabanının PKK’ya yakın olması’’ büyük bir problem.

Dem Parti, bütün ısrarlara rağmen PKK’ya terör örgütü demiyor, terör eylemlerini kınamıyor. Şeklen bile olsa kınamıyor. Dem Partinin oyları bu tavrına rağmen düşmüyor. Yani Dem Partiye oy veren vatandaşlarımız, PKK’nın kınanmamasından rahatsız değiller. Dem Partiyle PKK arasındaki ilişkiyi doğal görüyorlar. Zaten Dem Partinin mitinglerinde sürekli terörist başını öven sloganlar atılıyor.

Bu can acıtıcı gerçeği kabul ettikten sonra Dem Tabanını somut olaylardan hareket ederek tahlil edelim. Bu kitle terör eylemlerine, terörize edilebilecek gösterilere ve devlete karşı açıktan tavır alma boyutu olan faaliyetlere kesinlikle katılmıyor. PKK’nın planı, çukur-hendek savaşlarını kitleselleştirmekti ama başaramadı. On beş yıldır esnaflar kepenk kapatmıyor. Daha önce PKK çağrı yaptığında bazı şehirlerde tek dükkan açılmazdı. Kayyum atamalarını protesto etmek için düzenlenen gösterilerinin-Van dışında- hiçbiri kitleselleşemedi. Dağa çıkanların sayısı yılda on binlerden yüzün altına düştü.

Bu kitle gösterilere katılmıyor ama temsilcisi olarak gördüğü Dem’ e oy vermeye devam ediyor. ‘’Bizim adımıza DEM mücadele etsin ve haklarımızı savunsun’’ diye düşünüyorlar. Dem Partililer, özellikle 12 Eylül döneminde, Kürt oldukları için zulüm gördükleri ve haklarının gasp edildiği kanaatinde. HADEP........

© Habererk