Emperyalizm ve Sömürgecilik
Emperyalizm, yalnızca toprak işgali veya askerî baskı yoluyla yürütülen klasik bir sömürgecilik anlayışı değildir; siyasi, ekonomik, kültürel, teknolojik ve finansal mekanizmaların iç içe geçerek oluşturduğu çok katmanlı bir hâkimiyet sistemidir. 19. yüzyılın sömürge yarışından 21. yüzyılın dijital kolonizasyonuna kadar uzanan bu süreç, uluslararası ilişkilerin, küresel ekonominin ve toplumların geleceğini belirlemeye devam etmektedir.
1.Siyasi Emperyalizm: Güç Dengelerinin Yeniden Üretimi
Siyasi emperyalizm, devletlerin başka ülkeler üzerindeki etki ve kontrolünü diplomasi, ittifaklar, yaptırımlar, uluslararası hukuk mekanizmaları ve yumuşak güç araçlarıyla kurmalarıdır. Günümüzde fizikî işgal nadirleşse de hukuki, siyasi ve diplomatik bağımlılık ilişkileri yaygınlaşmıştır.
Birleşmiş Milletler ve Güvenlik Konseyi gibi kurumlar, beş daimi üyenin jeopolitik çıkarları doğrultusunda zaman zaman adaletsiz bir küresel düzeni yeniden üretmektedir.
NATO, AUKUS veya AB gibi uluslararası örgütler, güvenlik ve siyasi iş birliği görüntüsü altında küresel güç rekabetinin araçları hâline gelebilmektedir.
Yaptırımlar ve ambargolar, modern çağın askerî işgaller yerine kullanılan siyasi baskı araçlarıdır.
21.yüzyılda emperyalizm, askeri kuvvetten çok hukuki düzenlemeler, ticaret anlaşmaları, borçlandırma politikaları ve bağımlılık yaratan stratejik yatırımlar üzerinden yürütülmektedir.
2.Ekonomik Emperyalizm: Borçlandırma, Bağımlılık ve Küresel Sermaye
Ekonomik emperyalizm, küresel güçlerin az gelişmiş ülkelerin üretim, tüketim ve finansal yapısını kontrol altına alma stratejisidir. Günümüz dünyasında en etkili sömürgecilik biçimi hâline gelmiştir.
Başlıca mekanizmalar:
IMF ve Dünya Bankası tarafından uygulanan yapısal uyum programları; özelleştirme, kemer sıkma ve dışa bağımlılığı artıran politikalar.
Çok uluslu şirketlerin doğal kaynak tekelleri, madencilikten enerjiye kadar geniş bir kontrol alanı yaratır.
Küresel tedarik zincirleri, düşük gelirli ülkeleri ucuz işgücü kolonilerine dönüştürmektedir.
Finans piyasaları, gelişmekte olan ekonomilerin kırılganlığını artırır; para birimleri spekülatif saldırılarla yönlendirilebilir hâle gelir.
Emperyalizmin en etkili boyutu artık ekonomik olduğu için devletler, siyasi bağımsızlıktan önce ekonomik bağımsızlık mücadelesi vermek zorunda kalmaktadır.
3.Askerî Emperyalizm: Üsler, Teknoloji ve Vekâlet Savaşları
Klasik sömürgecilik ordularla yürütülüyordu; bugün ise yöntem daha çok askeri üsler, savunma anlaşmaları ve vekil........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein