Belediye Reisi |
Birinci Meclis, savaşın bitimiyle birlikte yenilenme kararı aldı.
1923 yılının Haziran ve Temmuz aylarında sandık kurulacak, ikinci dönem milletvekilleri seçilecekti.
1908 tarihli İntihab-ı Mebusan Kanununun esas alındığı seçimler iki dereceliydi. Önce “müntehib-i sani” denilen ikinci seçmenler belirlenecek ardından az sayıdaki bu seçmenler milletvekillerini belirleyeceklerdi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi kanunda küçük bazı değişiklikler yapmış, seçmen yaşını 18’e indirip, her 20 bin erkek seçmen başına bir mebus seçilmesini kararlaştırmıştı.
O yılın sonbaharında Halk Fırkasına dönüşecek olan Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Grubu seçimlere tek parti olarak girdi.
Gazi Paşa, muhalefet istemiyordu. Lozan’ı onaylayacak, Cumhuriyeti ilan edecek, hilafeti kaldıracak, İstiklal Mahkemelerinin yeniden kurulmasını sağlayacak, yeni anayasayı yapıp devrimleri yasalaştıracak olan yeni Meclis önemliydi. Yakın çevresine “kız gibi meclis yapacağız” demişti.
Milli Mücadelenin başkumandanı ve yeni Türkiye’nin lideri olarak işi sıkı tutup bütün listeyi bizzat tespit etti. Bunun için Ankara’da bir büro kurdu, vilayetlere müfettişler gönderdi, istemediği hiçbir ismin listeye girmemesi için her tedbiri aldı.
Ne var ki bunca tedbir ve denetim, bazı muhalif isimlerin bağımsız mebus olarak seçimlere girmesini engelleyemedi.
Bu isimlerin başında Gümüşhane’den Kadirbeyoğlu Zeki Bey geliyordu.
Son Osmanlı Mebusan Meclisi üyelerinden olan Zeki Bey, Erzurum Kongresine de Trabzon delegesi olarak katılmıştı. Mustafa Kemal Paşa’nın ordudan istifa etmesine rağmen kongreye askerî üniforma ve padişah kordonuyla katılmasına itiraz etmiş, o günden başlayarak muhalif bir isim olarak sivrilmişti.
Bu seçimlerde Gümüşhane dört mebus çıkaracaktı. Gazi, dört ismi de belirleyip Müdafaa-i Hukuk Cemiyetinin il başkanına bildirmişti. İl Başkanı Osman Bey, aynı zamanda belediye reisiydi. Üstelik Zeki Beyin de akrabasıydı. Mevcut listenin delinmesinin Paşa’yı kızdıracağını düşünüp korktu. 29 Mayıs günü bir telgrafla durumu Ankara’ya bildirdi. “Aleyhte cereyanların merkezi haline geldik” diyerek tedbir alınmasını arz etti. Ardından Zeki Beyin adını vererek ikinci bir telgraf daha çekti. Onun Müdafaa-i Hukuk Grubu aleyhine çalıştığını, seçim bildirgeleriyle fesat çıkardığını iddia etti. “Zeki tedip edilmedikçe” yani........