Birileri ısrarla, “Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur” sloganları atsa da…
Türkler, İslâm dünyasında her zaman “kahraman” bir millet olarak kabul edildi.
Örneğin Faslılar, Portekiz ve İspanyol işgaline karşı kendilerine destek veren Osmanlı’dan dolayı Türkleri hala çok seviyorlar.
İngiliz emperyalizmine karşı Osmanlı’dan medet isteyen Diyobendilerin ve Hint Müslümanlarının da Türklere karşı özel bir sempatisi vardır.
Kurtuluş Savaşı sırasında Hindistan, Pakistan ve Afganistan halkının gönderdiği yardım paralarının altında bu sevgi ve minnet duygusu yatmaktadır.
Osmanlı’nın yıkılışının ardından sahipsiz kalan ümmet coğrafyası ise uzun bir müddet kurtarıcı bekledi.
Özellikle vesayet odaklarının baskısı altında inim inim inleyen Türkiye’deki mütedeyyin kesimin,
“Kuvvetli bir adam gelse de ülkeyi kurtarsa” şeklindeki özlemi, sır değildi.
Ümmet, kendisini zorbaların elinden kurtaracak bir babayiğit beklerken, 2003 yılında ilginç bir gelişme yaşandı.
Brüksel ziyareti sonrası Türkiye'ye dönmek üzere olduğu sırada Boşnakların efsane lideri Aliya İzzetbegoviç'in rahatsızlandığını öğrenen Başkan Erdoğan, rotayı değiştirerek apar topar Bosna Hersek'e gitti.
“Bilge Kral” Aliya da ölmeden önce ağırladığı son lider olan Tayyip Erdoğan’a;
“Biz Osmanlıyız ve bu topraklar Osmanlı'dan bize kalma. Ben gidiyorum ama Türkiye buraya sahip çıkmalıdır, burayı ihmal etmemelidir. Ve bütün bu Bosnalı size emanettir” diyerek, ülkesini ve halkını Türklere emanet etti.
Kısa bir süre sonra ise…
Makedonya'nın dağ köylerinden birine çok zor şartlarda ulaşan TİKA ekibinin yanına yaklaşarak, elindeki bastonla TİKA görevlisini dürten ve “Niye bu........© Haber7