Türkiye’nin geleceği: “Ölüm” yerine “Uyarı” |
İbn Haldun’un devletlerin yaklaşık 120 yıllık bir ömre sahip olduğu ve bu ömrün dört nesillik bir döngü üzerinden şekillendiği yaklaşımı var. “Terörsüz Türkiye” sürecinin “riskleri” temelinde Türkiye’nin geleceğini düşünürken bu yaklaşımın dikkate alınması faydalı olacaktır.
Bu yaklaşım, sadece devletlerin nasıl kurulduğunu ve yükseldiğini değil, hangi zayıflıklar nedeniyle gerilediğini ve yıkılabildiğini de açık bir şekilde göstermekte. Cumhuriyet’in kuruluşundan bu yana 100 yılı aşmışken, İbn Haldun’un teorisi/yaklaşımı doğal olarak şu soruyu gündeme getirmekte:
Biz bugün hangi nesildeyiz ve geleceğe hangi istikamette gidiyoruz?
Nesil derken, ilgili dönemin neslinin içinden çıkan ve devlet kademlerinde üst yönetici konumlarda olan “elit kesim” diye not etmek lazım.
İbn Haldun’a göre birinci nesil, “kurucu nesildir”; bahadırlık, atılganlık, şeref ve ululukla devleti kurarlar.
Birinci Dünya Savaşı, Milli Mücadele ve yüzbinlerce şehit denkleminde kurucu nesil var. Bu neslin içinden çıkan elit kesim, devleti ayakta tutacak çeşitli hamleleri ortaya koydular ve aralarında belli bir asabiyet kurdular.
İbn Haldun’a göre ikinci nesilse kurucuları taklit eder; onların bıraktığı güç ve kurumlarla refaha erişmişlerdir.
Cumhuriyet’in ikinci yarım yüzyılı, modernleşme........