Sabahattin Zaim: Ahlâk, İlim ve Ameli Cemeden Örnek Bir Şahsiyet |
Asistanı olmaktan dolayı şükrettiğim Prof. Dr. Sedat Murat hocam arayıp, “Sabahattin hocanın ahirete irtihalinin 18. senesi olmuş. Üniversitede onu an(la)ma programı yapacağız. Senin de hocanın ‘ahlak dünyası’ üzerine konuşmanı isteriz” deyince, doğrusu sevincimden bir tuhaf oldum.
Çünkü Sabahattin hoca, hayatımın hayır namına kırılma noktalarından biri; buna vesile olanların başında da Sedat Murat hocam geliyor. İstanbul İktisatçılar Derneği’nin 13 Aralık’taki programına hazırlanırken ister istemez eski günler, hafızamdaki tüm izleriyle geri döndü.
Peki, Sabahattin Zaim kimdi ki hâlâ onu anmaya ve anlamaya çalışıyoruz?
Her şeyden önce, kavramların sahih kullanımına titizlik gösteren bir ilim adamı.
Kendisine “göçmen” mefhumu/kavramı ile ilgili bir soru sorulduğunda, “biz göçmen değiliz, muhaciriz” diye cevap veren; mefhumların doğru kullanılmasının fikir dünyasını şekillendirmedeki önemini ısrarla vurgulayan bir şahsiyet.
Bunu da rahmetli Ayhan Songar’ın “Fikirler mefhumlarda ifade edilir, mefhumlar doğru ifade edilirse, fikirler doğru geliştirilebilir.” tespitiyle temellendiriyor ve Türkiye’deki kavram anarşisinin fikir dünyasını da karıştırdığını söylüyor.
Hemen her mecliste, konuşmasına ise şu kelam-ı kibar ikazla başlayan bir arif: “İnsanlar helak oldu, âlimler istisna. Âlimler de helak oldu, ilmi ile amel edenler (âmiller) istisna. Âmiller de helak oldu, ihlas ile amel edenler istisna.” Zira o, samimiyet ve ihlas olmadan yol alınamayacağını bilen güzel insan.
Bir meselede “sorunlu yaklaşımlar” duyduğunda/gördüğünde, “Ümmetimden iki sınıf insan düzelirse bütün insanlar düzelir… Onlar amirler ve âlimlerdir” hadis-i şerifini hatırlatır, “Bir ülke geri kalmışsa bileceğiz ki münevveri geri kalmış demektir… Hiç halkta kusur aramaya kalkmayalım, kusur kendimizde (hocalarda)…” diyerek “sorunun kaynağı”nı belirtmekten çekinmeyen tevazu ehli.
Bu şuur zemininde ailevî, meslekî, toplumsal ve siyasî ahlâka dair somut örneklerle dolu bir hayat.
“Aile ahlakı” bahis konusu olduğunda, ailenin tüm fertlerine ve görüşlerine ehemmiyet veren bir profil.
Evinin kütüphanesinde günlerce kendini ilme kapatsa bile, ilkokul çağındaki oğlunun “oyuncağım bozuldu baba” demesi üzerine çalışmalarını bir kenara koyup çocuğunun oyuncağını tamir eden bir şefkat sahibi.
Türkiye’nin sayılı iktisat otoritelerinden biri olmasına rağmen, küçük bir........