Kanser Tedavisinde LED Işık ve Nanoteknoloji Devrimi (Türkiye’de Ademik Entelejiyans Sorunu)
Kanser tedavisinde dünya yeni bir döneme doğru koşuyor. LED tabanlı fotodinamik tedaviler, Near-infrared (NIR) photothermal therapy (PTT) nano-taşıyıcı sistemler, gen düzenleme teknolojileri, immün terapinin alt kırılımları, tümör ve mikro çevre mühendisliği… ABD ve Avrupa’da üniversiteler ile özel sektör bu alanda birbiri ardına mucize seviyesinde gelişmeleri açıklıyor.
Kanser tedavisi, son yarım yüzyıldır hastalar için ciddi bedeller ödettiren yöntemlerle yürütüldü. Kemoterapi ve radyasyon, hedef tümörü yok etmeye çalışırken sağlıklı dokulara da zarar veriyor; saç dökülmesi, bağışıklık çökmesi, organ hasarı gibi yan etkiler neredeyse kaçınılmaz.
Her yıl 10 milyon insan, tüm vücuda zarar verme riskini göze alarak bir tümörü yok etmeye çalışıyor.
Her yıl dünyada yüzbinlerce insanın hayatını kaybettiği çaresinin henüz tam olarak bulunamadığı kanser hastalığı üzerinde çok sayıda bilim adamı çalışmalar yapmakta ancak henüz istenen başarının sağlanamadığını görüyoruz.
Medikal onkologlar klasik tedaviler olan kemoterapiyi ve radyo terapiyi 50 yıldır uyguluyorlar . Fakat son bilimsel gelişmeler, bu tablonun değişebileceğine dair umut veriyor. Üstelik şaşırtıcı derecede basit bir yöntemle: LED ışığı ve kalay oksit nano pullar (SnOx nanoflakes).
2025 yılı sonunda Teksas’ta bir laboratuvarda yapılan umut verici çalışmalar sonunda aşağıdaki sonuçları elde etmeye başladılar. Bu insanlık için sevindirici mucizevi bir Laboratuvar Başarısı: 30 Dakikada Hücre Ölümü
ABD’de Teksas Üniversitesi’nden Jean Anne Incorvia ve ekibi, ACS Nano’da yayımladıkları çalışmada (2025), yakın kızılötesi LED ışığı ile SnOx nanoflakes’in
birleştirilmesiyle kanseri hücrelerinde laboratuvar ortamında ’ye varan ölüm sağlandığını raporladı (Incorvia et al., 2025). NIR
(photothermal performance under 810 nm light emitting diode (LED) irradiation. A 3 mg/mL SnOx dispersion increases in temperature by ∼19 °C after 30 min, and a 0.25 mg/mL)
Ancak henüz sevinmek için erken daha çok sayıda faz çalışması ve nanometrik başka dalga boylarının da test edileceği anlaşılıyor .
Üzüntü veren ise ,neden hep ABD’nin başarılı üniversiteleri olan Stanford,Yale ,Duke ve diğeri bu çalışmaları yapıyor neden Hacettepe, Cerrahpaşa , Koç, üniversiteleri veya diğerlerinden neden başarı hikâyeleri duyamıyoruz ?
Bu yöntem:
Sadece kanser hücrelerini hedefliyor, yanındaki sağlıklı hücrelere zarar vermiyor
Lazer sistemleri veya pahalı cihazlar gerektirmiyor; LED yeterli
Sulu ortamda çalışıyor ve toksik çözücü gerektirmiyor
Nanoparçacıklar, minyatür güneş panelleri gibi davranarak ışığı yalnızca kanser hücresinde ısıya dönüştürüyor ve tümörü yok ediyor. Bu da hastanın yaşam kalitesini koruyarak tedavi imkânı sunuyor.
Potansiyel ve Limitler
Bu bulgular çok umut verici olsa da henüz in vitro aşamasında. Yani:
İnsan vücudunda aynı etkinin gösterilip gösterilmeyeceği bilinmiyor
Nanoparçacıkların bağışıklık sistemiyle etkileşimi ve toksisite verileri sınırlı
Derin dokulardaki tümörlerde etkisi henüz test edilmedi
Bu çalışmaların ardında sadece bilimsel merak değil, 1.4 trilyon dolarlık bir küresel pazar gerçeği yatıyor. Kanser tedavisi, bugün dünyanın en büyük sağlık © Haber7





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein