menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Mevlana'ya göre cesaret, yiğitlik ve kahramanlık

14 1
13.12.2025

Mevlana’ya göre cesaret, yiğitlik ve kahramanlık

Hz. Peygamber sallahu alehi ve sellem uyurken müşriklerden biri kılıcını kaldırır ve "Şimdi seni benim elimden kim kurtaracak?" der. Peygamberimiz, hiç korkmadan ve telaşa kapılmadan; "Allah" cevabını verir. Bu cevap karşısında hayrete düşen ve korkuya kapılan müşrik, kılıcını elinden düşürünce, Hz. Peygamber, kılıcı alır ve aynı soruyu ona sorar. Müşrik eman diler, Hz. Peygamber de onu affeder. Müşrik, bu âlicenablık karşısında müslüman olur.

Kur’an’da şecaat kelimesi ashabın özellikleri anlatılırken onların inkârcılara karşı güçlü ve cesur, kendi aralarında merhametli oldukları belirtilir (Feth Sûresi; Ayet: 29). Diğer bir âyette, düşmanların asker toplayıp kendilerine saldırmaya hazırlandıklarına dair haberler karşısında müslümanların Allah’a bağlılıklarından, cesaret ve metanetlerini korumalarından övgüyle söz edilir. (Âl-i İmrân 3/173).

KOTROLLÜ ÖFKE VE AKILLI CESSARET: ŞECAAT

"Cesâret, yiğitlik, kahramanlık" anlamına gelen şecaat de dört temel faziletten biridir. Allah insana, dışarıdan gelecek saldırılardan kendini koruma gücü vermiştir. Dışarıdan gelen saldırıları önleyen itici bir kuvvet olan gazap (öfke) duygusunun akla itaat etmek suretiyle kazandığı itidalli hali için şecaat kavramı kullanılır. Bazan saldırganlıkla korkaklığın orta noktası, bazan da korkaklığın karşıtı olarak gösterilir. İhtiyaç görülünce, şiddet ve tehlikelere karşı koymak hususunda kalbin yılmaması; tehlikeleri ve ölümü küçümsememesidir şecaat.

İnsanın tabiatındaki kontrolsüz ve yıkıcı duygular hilim, sabır, teennî, rıfk, merhamet gibi erdemlerle yumuşatılmış, şecaat ve cesaretten kaynaklanan enerji Allah’ın dinini, hak, adalet vb. üstün değerleri koruma şeklindeki yüksek amaçlara yönlendirilmiştir.

Kaynaklarda şecaatle aynı anlamda veya yakın mânalarda cesaret, hamâset, cüret ve mürüvvet de geçmektedir. Şecaatin ifratı/aşırılığı tehevvür/kabına sığmazlık, saldırganlık; tefriti/azlığı ise cebânet/korkaklıktır.

ALLAH'A GÜVENİP DAYANMAK: YİĞİTLİK

Dünya hayatı, Allah'ın rızasını kazanma imkanı ve fırsatı olduğundan, Müminler için hayatları boyunca Allah'ın rızasını kazanmayı kendilerine amaç edinirler. Kuran'a göre gerçek cesaret, Allah'a güvenip dayanmaktan kaynaklanan, hayatın her anında tevekkül etmenin sonucu olarak gelişen bir karakter sağlamlığıdır. Bu nedenle cesaretin her halükârda akıl ve tefekkür zemini üzerine oturması gerekir.

Allah insanların her durumda akıllarını kullanmalarını istemektedir. Akıl ve tefekkürün ürünü olan bir cesaret, insanı her daim başarıya ulaştırır. (Yunus Suresi; Ayet:100).

Akıl, cesaretin Kuran ruhuna uygun olarak yaşanmasını sağlayan en önemli unsurudur. Akıllı olmak da bir çeşit Allah korkusunu hissetmek, bunun şuurunda olmaktır. Allah kendisinden gereği gibi korkanlara iyiyi kötüden, doğruyu yanlıştan ayıracak bir anlayış verir. (Enfal Suresi; Ayet: 29). İnsanın şecaat davranışının temelinde akıl vardır. İslama göre insandaki şecâat duygusu doğru yerlerde kullanılmalı, insanların veya nefsin beğenmesi (gurur ve ucb) için olmamalıdır. Meselâ, başkalarını ezmek, kuvvet göstermek, hak edilmeyen bir şeyi güç kullanarak almak haramdır.

SAVAŞTA CESARET: KAHRAMANLIK

Cesaret, ancak ahlaki kemalât ile birlikte olursa gerçek anlamını kazanır. Dinin, devletin ve yasaların aleyhine gösterilen bir cesaret ise kötü bir cesaret olup........

© Haber7