Cumhuriyet döneminde İslami ilimler eğitimi
Prof.Dr. Şerafettin Gölcük, Ülke Tv’de, pazar günleri saat 14:00'te yayınlanan “Yaşadığımız Günler” belgeselinde hayatını anlatıyor. İlk bölümünde çocukluk ve Ödemiş’te geçen eğitim yıllarını, ikinci bölümde de Ankara ilahiyattaki öğrencilik yıllarını (1960 -64) bizzat kendisi anlattı.
Belgeselin ikinci bölümünde Prof.Dr. Şerafettin Gölcük hoca üniversite öğrenciliğini anlattı; yaşadıkları, Türkiye’deki yüksek din eğitimine, ilahiyat fakültelerindeki eğitime pencere açtığından üzerinde durmak gerekir.
Osmanlı’dan İstanbul Üniversitesi ve İstanbul Teknik Üniversitesi kalmıştı. Ankara’ya Atatürk Üniversitesi açılmıştı; koskoca ülkede üç üniversite vardı. Bu üç üniversiteye de Avrupa merkezli bilim anlayışı hakimdi.
1933 yılında Darulfünun İstanbul Üniversitesi olunca, İstanbul ilahiyat fakültesi ‘talebe rağbetsizliği’ gerekçesiyle kapatılmış. Bu yüzden Ankara ilahiyat da kapanmasın diyerek tıp fakültesinden, hukuk fakültesinden, mühendislik fakültelerinden ikinci, üçüncü sınıftaki Müslüman öğrenciler, kayıtlarını, ilahiyata taşımışlar. Böyle fedakarlıklar varmış..
Oysa Ankara İlahiyat Fakültesi, toplumu modernleştirme amacıyla hazırlanmış bir sosyal mühendislik projesi: Ümmetten ulusa geçişi kolaylaştırmak için, İslami ilimleri ihya etme amacıyla değil, oryantalist bakış açısıyla köküne kibrit suyu dökme amacıyla 1949 yılında kurulmuş bir fakülte.
Açılırken dönemin başbakanı Prof.Dr. Şemseddin Günaltay ‘İlahiyat fakültesini küşad ediyoruz, amma velakin orada fıkıh okutulmasına müsaade etmeyeceğiz!’ beyanında bulunmuş. Gerçekten de fıkıh okutulmamış; hukuk tarihi içinde ele alınan ‘İslam Hukuku’ adıyla üçüncü sınıfta iki saatlik ders konulmuş.
1950'de Adnan Menderes iktidara gelince, ilahiyat biraz canlanıyor; imam hatip okulları ve yüksek İslam enstitüleri açılıyor.
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yüksek tahsil görmüş din görevlisine olan ihtiyacını, giderek sayıları artan İmam-Hatip okullarındaki meslek dersleri öğretmeni ve diğer okullara yeniden din bilgisi derslerinin konulmasıyla meydana gelen öğretmen açığını sadece Ankara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi’nin karşılaması mümkün değildi.
1957-1958 öğretim yılı sonunda İmam-Hatip okulları ilk mezunlarını verdi. İstanbul’daki mezuniyet törenine katılan dönemin başbakanı Adnan Menderes, Millî Eğitim Bakanı Celâl Yardımcı’ya bu okul mezunları için bir dinî yüksek öğretim kurumunun açılması için tâlimat verdi. Şerafettin Gölcük, “İlahiyat bir tane. Niyet belli. Aydın din adamı diyorlar ya.. İmam Hatipler mezun veriyor, İlk Yüksek İslam Enstitüsü İstanbul’da, 1962’de Konya’da açılıyor. Enstitü’de okusun çocuklar, meslek dersi öğretmeni olsun, deniyor. Diyanette çalışır diyorlar.” diye ifade ediyor dönemin........
© Haber7
visit website