Gösteriş çağı, insani değerleri tehdit ediyor
Dünyamız insani değerlerden, vicdandan, haktan ve hukuktan, nezaketten, doğruluktan ve dürüstlükten, letafetten, iyilik ve güzellikten yana en talihsiz dönemlerinden birisini yaşıyor.
Tarih boyunca sahip olduğumuz bütün birikimler, modern çağın esrik rüzgarlarında kuru yapraklar misali sağa sola savruluyor.
Bir taraftan aile, komşuluk, akrabalık, mahalle kültürü ve sosyal çevre gibi insanların en güvenilir sığınakları kökünden sökülüp yerle bir edilirken diğer yandan şefkat, merhamet, iffet, adalet, hikmet, şecaat, emniyet, nezaket ve letafet gibi tarih boyunca insanlığa huzur limanı olmuş değerler, yüreklerden bir bir kazınıyor.
Birey ve toplum olarak tıpkı fırtınaya tutulmuş pazıl parçaları misali bozulup dağılıyoruz. Ne yapsak iki yakamız bir araya gelmiyor.
İnsan tökezliyor, toplum sendeliyor.
Gençler, yetişkinler ve yaşlılardan oluşan üç kuşağımız da tehdit atında.
Gönüllerin, dilin ve aklın sıkıca bağlanarak susturulmaya çalışıldığı, buna karşılık bedenlerin serbest bırakıldığı ve pervasızca konuşturulduğu bir gösteri ve gösteriş çağındayız.
Modern olarak adlandırılan bu çağın insan ve toplumumuza “değer” olarak sunduğu sözde yenilikler, bin yılların ötesinden süzülüp gelen kendi kültür ve medeniyet değerlerimizle ne benzeşiyor ne de uyuşuyor. Hal böyle olunca geleceğe güven içinde ve güçlü bir şekilde yürümemiz gerekirken epey süreden beri birey olarak çetin savrulmalar, toplum olarak da derin kırılma ve dağılmalar yaşıyoruz.
Bu sözde yenilikler yaklaşık üç asır boyunca, modernlik ve........
© Haber7
visit website