Zor Bir Yazı: Haniye Suikastı ve Düşündürdükleri
Hamas lideri İsmail Haniye 31 Temmuz 2024 günü gece saat 02.00 sıralarında İran’daki (Tahran) konutunda İsrail’in yaptığı bir hava saldırısı sonucunda öldürüldü. Saldırıya ilişkin farklı açıklamalar yapıldı şu ana kadar. Bazı kaynaklar İsrail’in saldırıyı uçaklarla veya yapay zeka ile yaptığını, bazıları SIHA ile yapıldığını, bazı kaynaklar ise İsrail’den atılan bir güdümlü füzeyle gerçekleştirdiğini ileri sürdüler. Hatta İsrail’in N12 Kanalı saldırının İran sınırlarından atılan bir füzeyle yapıldığını ileri sürdü. İsrail’in bu saldırıdan önce Beyrut’un Güney banliyösüne yaptığı diğer saldırılar da zikredilmesinde yarar var. Zira bu saldırıda hedef alınan -muhtemelen de Hizbullah’ın yalanlamasına karşın- ve öldürülen Fuad Şükür Hasan Nasrallah’ın askeri konularda kademli danışmanıydı. Hacı Muhsin kod adıyla bilinen Fuad Şükür Amerikan kaynaklarına göre 1983’te Lübnan’daki ABD deniz piyadeleri üssüne yapılan saldırı da 241 Amerikan askerinin ölmesine ve 128 kişinin yaralanmasına yol açan bombalı saldırıda önemli bir rol oynamıştı. Suriye’de yürütülen savaşta Hizbullah ve Suriye rejim yanlısı güçlere danışmanlık yapıyordu. 1983 Beyrut Saldırısı nedeniyle Amerika tarafından da stratejik bir hedef olarak görülüyordu, hakkında bilgi verene 5 (Beş) milyon dolar ödül verileceği açıklanmıştı. İşte Gazze direnişinin en üst düzey siyasi sorumlusu İsmail Haniye’ye düzenlenen suikastten saatler önce öldürülen Fuad Şükür ‘Hacı Muhsin’ hem Hizbullah'ın askeri siyasi hafızası hem de ABD ve İsrail’in hedefiydi. Bu iki suikast arasında bir ilişki olduğu anlaşılmaktadır.
İsmail Haniye suikastı yeni gelen bilgilerle biraz daha vuzuha kavuşuyor. Artık suikastın güdümlü füze ile yapıldığı kesinlik kazanmış durumda. Aynı binanın başka katında Rahmetli Haniye'nin kısa süre önce görüştüğü Filistin İslami Cihat lideri’nin de bulunduğu ancak yara almadan kurtulduğu ifade ediliyor. Bu bilgi bize Haniye’ye yapılan saldırının Kassam Tugayları kurucusu Salih Aruri’nin Beyrut’un güney banliyölerinden Dahiye’de öldürülmesini hatırlatıyor. Bu saldırıda da sadece Aruri ve diğer iki yetkilinin kaldığı apartman katı vurulmuş, diğer katlar hasar almamıştı. İsrail’in istihbarat kapasitesi hakkında aşılmaz mitler olsa da özellikle teknik ve sinyal istihbaratının ABD ve İngiltere tarafından verildiğini tahmin etmek akıl dışı değil. Zira hem Amerikan Ulusal Güvenlik Ajansı (NSA) hem de Kuzey Kıbrıs’taki İngiltere kontrolündeki Echelon Sisteminin dev kulakları adeta bölgedeki nefes alışları bile izleyebilecek durumdalar. Ancak, bu derece net hedef gözeten operasyonlarda sinyal istihbaratı (Sig-int) yanında beşeri istihbaratın da (Hum-int) risksiz bir şekilde kullanıldığını söyleyebiliriz. Özellikle hedeflerin son yer ve hareket bilgilerinin teyidi operasyonun başarısı için elzemdir. Bunu sağlayan beşeri unsurların bizatihi ya Hamas ya da yüksek koruma sağlayan ülke birimlerinde olduğunu tahmin ediyorum. Zira İsrail ile İran’ın kendilerine düşman gördükleri terör gruplarıyla mücadele tarzları birbirine yakındır: Grupların liderlerini öldürmek. Bunu geçmişte İran’ın Kürt hareketinin ve Şah yanlısı muhalefet liderlerinin yurtdışında öldürülmelerinden anlayabiliriz.........
© Haber7
visit website