menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Büyük Siyaset İnşasına Hazırlayıcı Altyapı

7 19
07.06.2024

Bu köşeyi takip eden dostlarımızın da bildiği gibi genel olarak gündem üzeri yazıları tercih ediyoruz. Elbette ki burada amacımız gündemden uzaklaşmak değil, bizatihi gündemi bütün gerçekliğiyle idrak etmeye çalışmak. Yani “kendisine cevami-ül kelim verilen” Hazreti Peygamberimizin (SAV) duasındaki ifadesiyle “Eşyanın hakikatini künhü ile yani bütün gerçekliğiyle görmek” maksadına yöneliktir. Eşya kavramının tüm gerçekliğiyle ve kapsamıyla olguları ve olayları içerdiğini belirtmeliyim. Parçalanmış, dağılmış gündemler içinde dağılan zihnimizin büyük siyasi olayları, toplumsal dönüşümleri kavramasının zorluğu açıktır. Halbuki tarihi yapan da bu tür büyük dönüşümlerdir. Bu bağlamda, okurlarımızla bir hususu da paylaşmak isterim. Fikri altyapı türünden yazılarımızda bazı hususlar sıcak gündemde yer alan bazı olaylarla ilgili görülerek bazen farklı değerlendirilmektedir. Bu girişte yer alan hususun dikkate alınmasını istirham ediyorum. Zira asıl hedeflediğimiz husus gündem ötesi ve fikri altyapıya dair olanlardır. Gerek gündeme gerekse ana teoriye ilişkin konularda bazen bu satırların yazarı da yanılabilir. Asıl olan kuramdır, ana fikri iskelettir.
Üç altyapı üzerinde duracağız.

Bilimsel Düşüncenin Gelişimi İçin Altyapı

Klasik olarak Batı'daki büyük Bilimsel ve teknolojik sıçramayı Rönesans ile başlatır; Aydınlanma ve Endüstri Devrimi ile devam ettiririz. Bu zincirleme tarihsel süreçte kilise ve diğer bazı sosyal yapılar bırakalım bu zincirleme devrimlerde katkı sağlamayı aksine bu devrimleri baskılayan aktörler olarak görülürler. Bu büyük ölçüde doğrudur. Ancak, devasa Batı Kilisesi kurumları, aktörleri istisnasız özgür düşünceye ve hümanizmaya karşı mücadele etmiş değildirler. Son yıllarda yapılan çalışmalarda bu tezimize dair bazı ipuçları görebiliyoruz. Tam da baştan beri ifade etmeye çalıştıklarını Charles Taylor çok daha detaylı ve yetkin bir şekilde anlatmaktadır. Batıda, Kuzey Yarımkürede Hristiyanlığın reformasyonunu da anlattığı kitabı bir özgün kuram harikasıdır. Batı Hıristiyanlığının evrimi der, Türklerin Anadolu’ya girdikten sonra bir anda Müslüman oluveren yerel halkların naif (!) tutumundan farklıdır. Yani Batı düşüncesi gibi, Batıda dinin reformasyonu da uzun ve yüksek yoğunluklu içerikle beslenmiş uzun ve zincirleme süreçler ile gerçekleşmiştir. Mesela din nazarında, Allah'a karşı cemaat halinde sorumluluğun değil, bireysel sorumluluğun kabulü hem dini hem de seküler alanda büyük devrimlerin yolunu açmıştır (Charles Taylor, Seküler Çağ, YKY). Prof. Dr. Şaban Ali Düzgün Hocanın İmam Maturidi'nin düşünce dünyasının içerdiği vüsat kazandırıcı mahiyeti için yaptığı değerlendirmelere ben de heyecanla katılıyorum. Döneminde bireysel düşünce ve akli tekamül için temel oluşturacak fikirleri bugün için de İslam Dünyası icin bir ümit pınarıdır kuşkusuz (Kitab-üt Tevhid, Prof. Bekir Topaloğlu tercümesi).

Batı Hıristiyanlığının reformasyonu ve kilise ile seküler siyasi otoriteler arasındaki yetki paylaşımının belirlenmesinin yanında bir dizi yeni çağlara damgasını vuracak büyük sosyal, bilimsel, ekonomik, siyasi, dini, kültürel, uluslararası olaylar gerçekleşmiştir. Bu bağlamda; Avrupa’daki toplumlarda çok boyutlu sosyal yapı değişimleri, bilimsel alanda ve felsefi görüşler açısından büyük devrimleri (Aydınlanma), keşifler çağının başlamasıyla yaşanan zenginleşme ve servet birikimi, ticaret ve finans açısından Amsterdam İşletim Sisteminin (N. Ferguson; Paranın Tarihi) yaratılışı ve küresel hegemonya İngiltere’ye taşınması, özellikle Avrupa Kuzeyinde yeni Hıristiyan mezheplerinin doğuşu ve matbaa icadıyla kitapların toplumsal kesimlere kolay erişimi, Kuzeyli Prenslerin kiliseden bağımsızlık hakkı elde etmeleri, Doğu özellikle İslam Dünyasında durgunluk ve bozulma süreçlerinin yoğunlaşması, vb sayabiliriz.

Keşifler, İcatlar İçin Altyapı

Keşifler, icatlar için bilimsel altyapının üzerinde yükselirler, en azından bilim üretmek için elverişli olan ortam Keşifler ve icatlar için de elverişlidir şeklinde genel bir düşünceyi baştan söyleyebiliriz. Ancak, bu elbette ki yeterli değildir. Bu zemin üzerinde bireysel tahayyül, taakkul, şiddetli merak, daimi arayış cehdi ve sabır da gerekir. Nitekim coğrafi keşifler Avrupa’nın bilimsel disiplinlerin en fazla geliştiği ülkelerinde değil, görece az geliştiği Portekiz ve İspanya gibi........

© Haber7


Get it on Google Play