menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Üsküp’te Yahya Kemal’in İzini Sürmek

9 1
tuesday

Üsküp’te Türkçemizin nöbetini tutan Köprü Derneği’nin olağanüstü gayretleriyle düzenlenen 11. Uluslararası Yahya Kemal Şiir Şöleni vesilesiyle beş gündür Üsküp’teyiz. Şölen, kusursuz bir şekilde ve yoğun katılımla icra edildi.

Türk illerinden gelen şairler şiirlerini coşkuyla okudu. Şiir gibi bir faaliyet oldu. Programın en güzel yanlarından biri, adına şölen düzenlenen büyük şairimizin izini sürmek maksadıyla gerçekleştirilen geziydi.

Üsküp’ü gezmeden yapılan her Yahya Kemal okuması eksik kalır. Keşke üniversitelerimiz, liselerimiz talebelerine Üsküp gezisi yaptırarak şairimizi anlatsalar.

Yahya Kemal’i anlamak isteyenin yolu mutlaka Üsküp’ten geçmelidir. İstanbul’u ne kadar gezerseniz gezin, Paris’i ne kadar okursanız okuyun, eğer Üsküp’e uğramadıysanız büyük bir boşluk bırakmışsınız demektir.

Çünkü Üsküp, onun çocukluğudur; ilk kelimesi, ilk duası, ilk hüznü, ilk aşkıdır. Şiirinin mayası bu şehirde tutmuş, dili bu sokaklarda ses kazanmıştır.

Üsküp, Yahya Kemal’in anne vatanıdır. Burada büyümüş, burada âşık olmuş, burada yetişmiştir. İstanbul’u anlatırken bile Üsküp’ü yanında taşımış; her semte Rumeli’den bir ses, Balkanlar’dan bir melâl bırakmıştır.

LEYLA ŞERİF’LE ŞAİRİN İZİNDE

Biz de Yahya Kemal’in şiirinin izini sürmek için Üsküp’ü karış karış gezdik. Onun doğduğu evin yerini aradık, annesinin hatırasını taşıyan sokaklarda yürüdük; okuduğu mektepleri, gittiği tekkeleri, medreseleri, dolaştığı çarşıları bir bir gezdik.

Rehberimizin şair olması, geziyi adeta bir şiir yolculuğuna dönüştürdü. Yahya Kemal’in izlerini, onun hemşehrisi olan şair Leyla Şerif’le birlikte sürmek gezimize ayrı bir zenginlik sundu.

Leyla Hanım, Yahya Kemal üzerine akademik çalışmalar yapan bir isim olmanın ötesinde, Üsküp’ün ruhuna ve bu şehrin yetiştirdiği büyük şahsiyetlere yürekten bağlı bir şair.

Anlatırken kuru bir akademik aktarım yapmıyor; adeta o yılları yaşıyor ve yaşatıyor. Sokakların, mahallelerin, çarşıların ve mezar taşlarının dilini çözmüş. Anlattığı her hatıra, bu şehrin hafızasından süzülüp geliyor.

Sisli bir Aralık gününde izimizi sürdük. Yahya Kemal de bir Aralık ayında dünyaya gelmiş. Babası İbrahim Naci Bey, evdeki Kur’an’ın bir sayfasına şu notu düşmüş:

“Mahdumum Ahmet Agâh’ın dünyaya geldiği tarihtir. 2 Aralık 1884, sabaha karşı.”

O gün Üsküp’e nadir görülen bir kar yağmış. Üsküp halkı, böyle yoğun kar altında doğan çocukların ileride büyük bir adam olacağına inanırmış. Öyle de olmuş.

YAHYA KEMAL’İN MAHALLESİ

Yahya Kemal’in mahallesine girdiğimizde Leyla Şerif’in heyecanı daha da arttı. Devirleri farklı olsa da aynı mahallenin çocuklarıydılar.

Tarihî Kurşunlu Han’ın yanından geçerken anlattıkları hepimizi duygulandırdı. Yahya Kemal zamanında hapishane olarak kullanılan handan yanık türküler yükselirmiş.

Leyla Hanım’ın çocukluğunda ise aynı handan bu kez caz konserlerinin gürültüsü eksik olmamış. Zaman değişmiş, ses değişmiş; fakat taşlar hâlâ yerli yerinde........

© Haber7