Filistin: Bir ağıtlar tarihi

İçinde Kudüs’ü ve Mescid-i Aksa’yı barındırdığı için üç semavi dinin mukaddes kabul ettiği beldelerin yurdu Filistin, bu yönüyle elbette paylaşılamayan toprakları temsil eder.

Paylaşılamayan şey, üzerine kavgaların ve savaşların yapılacağı şey demektir aynı zamanda. Kuşkusuz bu kavga ve savaşların doğurduğu ise acılar, ölümler demektir hem de en zamansız ölüm ve acılar.

Daha gençliğin baharında hatta bebekken ölümle yüzleşmek demektir.

Zamansız ve acı ölümler, katliamlar, soykırımlar en acıklı ağıtların sebebi demektir.

O yüzden Filistin demek, bir ağıtlar tarihi demektir.

Her dinin mensupları Filistin’de kendi meşrebince yaşadı acıları; kendi ağıtlarını da ona göre yaktı elbette.

Zira ağıtlar, insanlığın ortak acısını canlı şekilde anlatan edebi metinlerdir.

Ağıtlar, ölen bir kimsenin gençliğini, güzelliğini, iyiliklerini, değerlerini, arkada bıraktıklarının acılarını veya büyük felaketlerin acılı etkilerini dile getiren söz veya etkidir bir başka ifadeyle.

Katil siyonistlerin sebep olduğu soykırımla Gazze bugün de farklı bir ağıtlar tarihi yazıyor.

Tarih nelere, ne ibretsizliklere, ne nankörlüklere şahit kılıyor bizi.

Bugün Yeremya tarafından şiirsel bir kitap olarak yazılan Tanah'ın........

© Haber7