Kuzuyu Yemek için Sebep Aramaya Gerek Kalmadı

Bir zamanlar emperyalizm, müdahalelerini gerekçelerle süsleme ihtiyacı duyardı. Demokrasi derdi, insan hakları derdi, kitle imha silahları derdi… Bugün ise bu perdeye bile ihtiyaç duyulmuyor.

ABD Başkanı Donald Trump’ın, okyanusta Venezüella’ya ait tekneleri vurması, yargısız infazlara imza atması ve bunu “uyuşturucuyla mücadele” başlığına sığdırmaya çalışması bu yeni dönemin özeti niteliğinde. Hani meşhur bir söz vardır ya; kurt kuzuyu yemeye karar verdiyse bir bahane mutlaka bulunur. Uyuşturucu bahanesi de işte tam olarak bu işlevi görüyor.

Oysa sebep yeni değil, son derece eski ve tanıdık: Petrol.
Daha doğrusu, geçmişte Amerikalı küresel petrol şirketlerinin Venezüella’dan çıkarılması.

Bugün gelinen noktada ise artık bahane üretme zahmeti bile yok. Trump açıkça şunu söylüyor:

“Bu petrol aslında bizim.”

Yetmiyor; Grönland’ı istiyor, Kanada’yı istiyor, Venezüella’yı istiyor. Gücü yettiği yere “burası benim” deme cüretini gösterebiliyor. Ukrayna örneğinde olduğu gibi, birkaç milyar dolar harcayıp bir ülkeyi savaşa sürüklüyor; sonra da dönüp “Ben burada 500 milyar dolar harcadım, karşılığını alırım” diyor. Savaşı başlatan Biden olmuş ya da olmamış nihayetinde olan Ukrayna’ya oluyor.…
Emperyalist mantık açısından fark........

© Haber7