Kul Bula Sultanını Bayram O Bayram Ola
Hiç şüphesiz biz insanların en çok israf ettiğimiz şey, en pervasız ve dikkatsizce harcadığımız şey zamandır.
Bu konuda Efendimizin de uyarısı olmasına rağmen Müslümanlar olarak da zaman konusuna pek dikkat etmiyoruz.
Halbuki dünyanın bütün dağlarını terazinin bir kefesine, diğer kefesine de elmas, altın, inci ve mücevherler koyup tartsak sonra, bu kıymetli eşyaların hepsini verip dün öğlen saatlerinde geçen bir saniyeyi satın almak istesek, alabilir miyiz?
Alamayız.
Geçirdiğimiz her saniye bunca kıymetli ise, geçirmekte olduğumuz saniyeler daha az mı kıymetli?
Onlar da aynı kıymette ama değerlendirebilene ne mutlu.
Bir saniyesini bile dünyanın bütün servetini vererek geri alamayacağımız nice saniyeler akıp gidiyor hayatımızdan.
Bayramlar da öyle.
Bundan kısa bir süre önce Ramazan Bayramı’nı yaşadık, bugün de Kurban Bayramı’nın ilk günü.
Bu da kayıp gidecek ellerimizin arasından, bugün de geçecek.
Geçecek de acaba bizler o günlere, o anlara yeteri kadar değer katabiliyor muyuz?
Behçet Kemal’in söylediği gibi:
“ Demişler ki âşık Ömer avare
Akıl darmadağın, kalp pare pare
Âşıkım, ustayım ama ne çare
Sana layık şiir yazamıyorum “
Biz de kıymeti ölçülemez zamana layık olan hayatı yaşayamıyoruz.
Ayaklarımızın ucundan, parmaklarımızın arasından geçip gitti nice bayramlar...
Hangi bayramda kaç yetimi giyindirip gözlerindeki mutluluk parıltılarının, saniyelerimize yansıyan huzurunu yaşadık?
Kaç Kurban Bayramı yoksul semtlere dalıp, sırtımızda kurban etleri ile, Yasin Börü gibi Şehit olmayı göze aldık?
Hangi Kurban Bayramı'nda yıkık dökük gecekondusunda bekleyen, garip ve kimsesiz bir yaşlının kapısını çalıp, elini öpüp, evine et bıraktık?
Bayramda Kurban kesebilen hemen herkes zaten, gidip kasaptan etini de alabilen kimsedir.
Peki, ya Kurban kesenler, kesemeyenlerin hepsine ulaşıp onların sevinç ve mutluluğunu paylaşabildik mi?
Yoksa........
© Haber7
visit website