Esed rejimi devrildikten sonra Suriye’nin geleceği ile ilgili birçok farklı spekülasyon ve senaryo konuşuluyor. Samimi bir şekilde bu konudaki çekincelerini dile getirenleri bir kenara bırakacak olursak spekülasyon yapanların önemli bir kesiminin ideolojik ön kabulleriyle hareket ettiklerini söyleyebiliriz.
Bunlara göre Esed’in devrilmesi ABD ve İsrail’in projesiydi ve bu durum Türkiye için hiç de iyi olmadı; zira Suriye birkaç parçaya bölünecek. Şimdi bu iddiaları teker teker, rasyonel bir şekilde ele alalım ve sahadaki realiteye bakarak inceleyelim.
Her şeyden önce şunu belirtmek lazım ki Esed rejiminin düşmesinin Türkiye açısından; birçok muarızdan kurtulmak, PKK’ya darbe vurulması, mültecilerin geri dönüşü gibi çok sayıda faydası bulunmaktadır. Bunları teker teker ele alalım.
Şunu rahatlıkla ifade edebiliriz; Suriye denkleminde mevcut durumda Türkiye’nin eli, Esed’in devrildiği 8 Aralık tarihi öncesine göre çok daha güçlü hâle gelmiştir. Hatta şunu söyleyebiliriz ki Birinci Dünya Savaşı’nın ardından, Suriye’yi terk ettikten sonra Türkiye’nin Suriye’deki etkisi hiçbir zaman bugün olduğu kadar güçlü olmamıştı.
8 Aralık’tan önce Suriye sahası çok karmaşık bir denkleme sahipti ve bölgedeki unsurların hepsi Türkiye karşıtı bir pozisyondaydı. Rusya, Esed, İran, Şii milisler, ABD destekli PKK, İsrail, BAE gibi aktörler sahada at koşturmaktaydılar.
8 Aralık’ta Esed rejiminin çökmesiyle........