İnsani Diplomasi: AFAD

Türkiye, coğrafi konumu itibariyle tarih boyunca birçok doğal afete sahne olmuş; bu durum, devletin ve toplumun afetlere yönelik reflekslerini daima diri tutmuştur. Ancak afet yönetiminin yalnızca bir refleks meselesi değil, aynı zamanda kurumsal kapasite, planlama ve toplumsal dayanıklılık alanında süreklilik gerektiren bir devlet fonksiyonu olduğu, özellikle 1999 Marmara Depremi sonrasında daha net anlaşılmıştır. Bu kritik eşik, Türkiye’nin afet yönetimi anlayışında köklü bir paradigma değişiminin önünü açmıştır.

2009 yılında Başbakanlık'a bağlı olarak kurulan Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), bu dönüşümün kurumsal ifadesidir. AFAD’ın kuruluşuyla birlikte, daha önce farklı bakanlık ve kurumlar altında dağınık halde bulunan afetle ilgili yapılar tek çatı altında toplanmış; müdahale odaklı, parçalı ve reaktif yapıdan, bütünleşik, stratejik ve risk temelli bir afet yönetimi yaklaşımına geçilmiştir. Bu yönüyle AFAD, yalnızca yeni bir bürokratik yapı değil; Türkiye’nin kriz yönetimi anlayışında niteliksel bir sıçramanın adı olmuştur.

AFAD’ın dikkat çeken bir diğer yönü ise, küresel norm ve standartlara uyumlu yapısını, Türkiye'nin geleneksel değer dünyasıyla başarılı biçimde harmanlamasıdır. “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” anlayışına dayanan bu yaklaşım, afetlere yalnızca teknik bir problem olarak değil, insan onurunu koruma sorumluluğu çerçevesinde yaklaşılmasını sağlar. Bu çerçevede AFAD, modern afet yönetiminin bilimsel araçlarını, toplumun kültürel kodları ve sosyal hafızası ile buluşturmuş, yerli ve milli bir afet yönetimi modeli inşa etmiştir.

Bugün AFAD, yalnızca afet sonrası müdahale ile sınırlı bir yapı değil; aynı zamanda afet öncesinde riskleri azaltma, toplumda afet bilinci oluşturma ve kapasite geliştirme faaliyetleriyle de bütüncül bir rol üstlenmektedir. Bu yapı, özellikle kriz çağında yaşayan bir dünya için örnek oluşturabilecek bütünsel bir afet yönetimi felsefesine işaret eder.

AFAD ve İnsani Diplomasi: Saha Tecrübesinin Uluslararası Diplomatik Yansımaları

21.yüzyılda devletlerarası ilişkiler yalnızca klasik diplomasi enstrümanlarıyla değil; insani yardım, kriz yönetimi ve afet müdahalesi gibi “vicdan diplomasisi” araçlarıyla da şekillenmektedir. Bu bağlamda, Türkiye'nin son yıllarda yükselen küresel profilinde AFAD’ın oynadığı rol, kamu diplomasisinin sessiz ama etkili bir bileşeni olarak dikkat çekmektedir. AFAD’ın uluslararası faaliyetleri, Türkiye’nin dış politikadaki insani duyarlılığının sahadaki en somut temsilidir.

AFAD, kuruluşundan bu yana sadece Türkiye sınırları içinde değil, dünyanın dört bir yanında doğal afet ve insani krizlere müdahale eden bir yapı haline gelmiştir. Pakistan'daki sel........

© Haber7