İran’da ve Türkiye’ de kaybeden kim
İran İslam Cumhuriyeti (1979) devriminden sonra yapılan tüm seçimlerde Cumhurbaşkanı adayı olabilmek dini liderin onayına bağlıydı.
Son seçimlerde eski Sağlık bakanı Mesut Pezeşkiyan’ ın Azerbaycan Türk’ ü olması, Azeri Türklerinin kahir ekseriyetinin onu desteklemesi, rejimle açık gizli çekişme içinde olan muhalefet kanadının oylarının da ona gitmesine sebep oldu.
Seçimin ilk turunda kazanan Pezeşkiyan’ ın dini lider tarafından engellenmesi akıl tutulması ve büyük bir hata olurdu. İç muhalefeti sokaklara dökebilir, rejimin temellerini sarsabilirdi. Olmaması gereken şey oldu. Beklenen şey olmadı.
Seçimin 2. Turunda Pezeşkiyan’ ın % 53,7 çoğunlukla sandıktan İİC 9. Cumhurbaşkanı olarak seçilmesiyle hem dini lider, hem muhalefet ve devrim muhafızları olan silahlı zinde güçlerin itiraz edip karşı çıkacak bir bahaneleri kalmadı.
Böylece Cin şişeden çıktı. Artık elde yapılacak bir şey yoktu. Ancak Pezeşkiyan iktidarının iç çekişmeler, gerginlikler ve birçok sürprizlere gebe olduğunu ve İran’ı sancılı günler beklediğini söylemek kehanet olmaz.
Halkla rejim arasındaki kırmızıçizgilerden oluşan sınırlarda ya belirli esnemeler ve gevşemeler veya rejimle iktidar arasında sert restleşmeler meydana gelebilir. Her iki tarafın birbirlerine bakışları, toleransları, empatileri ve antipatileri belirleyici rol oynar.
Adem’ in Kabil soylu ve Habil soylu iki oğlunun karakteristik özelliğini taşıyan insanlar zıt kutuplara olmaya müsait bir fıtrata ve akla sahiptir. İnsan fitnenin veya iyiliğin ocağı olarak tarihin her döneminde ölçüsüz........
© Haber7
visit website