Şapka, tekke ve zaviyeler.. Kadınlara seçilme hakkı..

Ardı ardına kutlamalar yapılıyor.

“İşte devrimler” deniliyor.

Aslında savunulması mümkün olmayan uygulamalar, sol kesimin medyasında, 100 yıl sonrasında bile, millete “devrim” gibi yutturulmaya çalışılıyor..

25 Kasım 1925’de çıkarılan Şapka Kanunu’na bakalım..

“Şapka Devrimi” diyorlar..

İnsanımızın başına zorla belli bir şapka takılması gerektiğini öngören kanunu, bize “devrim” diye yutturmaya kalkıyorlar..

“Kıyafette mecburiyet”in neyi devrim olabilir ki?

Özgürlüğe set çekiyorsunuz..

“Siz özgür değilsiniz, başınıza ne koyacağınızı da sadece biz belirleriz” diyorsunuz.

Aksine hareket edenleri cezalandırıyorsunuz.

Hem nasıl cezalandırma, darağacında sallandırıyorsunuz.

Ve bu “devrim” oluyor..

Üstelik bu şapka, sizin örfünüzden gelen bir şey değil.

Örfünüzden gelmemesini de bir yana bırakın.

Kısa süre önce vatanınızı işgal edenlerin giysisi..

Beyler kafayı mı yediniz siz?

Bugün dahi “şapka kanunu”nu savunanların nasıl bir mantığa, nasıl bir kafa yapısına sahip olduklarını anlamak mümkün değil.

Geçelim ikinci “devrim”e..

“Tekke ve Zaviyelerin Kapatılması Kanunu”..

Bu da 1925 yılında, Şapka Kanunu’nun hemen 5 gün sonrasında çıkarılmış..

“Tekkeleri, zaviyeleri kapatıyoruz” deniliyor..

Ben de soruyorum: “Hani özgürlük? Hani hürriyet?”

Hani Abdülhamid Han için, “hürriyet” kavramı üzerinden şiirler yazarak, hakaretler edenlerin itirazlarına benzer küçücük bir itiraz?

Boşverin itirazı.

100 yıl sonra bile, bize “devrim” diye tanıtılmaya devam ediliyor.

Hani kapattıkları tekke ve zaviyeler, gerçekten kapatılmış olsa...

En azından, tutarlılık var diyeceğim.

Tutarlılık da yok..

Bir yandan kapatıyorlar. Diğer tarafdan cemevleri savunuculuğu yapıyorlar.

“Buyrun bize izah edin. Tekke ve zaviyelerin kapatılması kanunu yürürlükte iken, cemevlerinin açılmasını, devlet tarafından desteklenmesini nasıl isteyebiliyorsunuz” diyoruz.

Profesöründen cevap yok, siyasetçisinden cevap yok, bürokratından cevap yok.

Hatta “Kanuna rağmen bazı tekkeler hâlâ faaliyette” diyen, ama sabahtan akşama kadar cemevlerinde boy gösterenlerde de bir cevap yok..

“Dön kendine bir bak. Kanunu savunuyorsan, önce kendi cemevini kapat” desek..

Verebileceği bir cevabı........

© Haber7