Sonrası meselesi

Siyasal rejimlerin gerçek sınavı, güçlü liderlik dönemleri değil; liderlik sonrası geçiş evreleridir. Türkiye bugün, bu bağlamda henüz yüksek sesle tartışılmayan fakat zımnen hissedilen bir sorunun eşiğindedir: Erdoğan sonrası siyasal düzen nasıl işleyecektir?

Bu soru, birey merkezli bir iktidar arayışını değil; devlet aklının kurumsal sürekliliğini ilgilendiren yapısal bir meseleyi işaret eder. Siyasal literatürde bu durum, “lider-dominant sistemlerin kırılganlığı” olarak tanımlanır. Sorun, liderin varlığı değil; lider sonrası dönemin hangi mekanizmalarla yönetileceğidir.

Evet yukarıdada vurguladığım gibi Türkiye bugün yüksek sesle konuşulan bir sorunun etrafından dolaşıyor ama adını koymaktan kaçınıyor:

Erdoğan’dan sonra ne olacak?
Bu soru bir isim meselesi değildir. Bir koltuk arayışı hiç değildir. Bu soru, devlet aklının yeniden devreye girip girmeyeceği sorusudur. Çünkü tarih bize şunu açıkça göstermiştir: Türkiye’de iktidar boşlukları, çoğu zaman milletin değil, vesayet düzenlerinin iştahını kabartmıştır.

Milletvekillerinin açıkça satın alındığı, bir gecede hükümetlerin........

© Haber Vakti