Gürültü stratejisi: Türkiye'yi büyük resimden koparmak

Algı Yönetimi, Güvenlik ve Devletin Sessiz Sınavı:

Türkiye’de bir süredir garip bir eşzamanlılık yaşanıyor. Önemsiz olduğu söylenemeyecek ama hayati de olmayan başlıklar, tam da hayati gelişmelerin yaşandığı dönemlerde, adeta bir sis perdesi gibi gündemi kaplıyor. Bir magazin başlığı, bir bahis operasyonu, bir kaset iması… Hepsi konuşuluyor. Ama asıl olan konuşulmuyor.

Bu bir tesadüf mü, yoksa alışıldık bir yöntem mi?

Bugün dışarıya baktığımızda, Orta Doğu’nun yeniden şekillendiği bir dönemin içindeyiz. Yeni Suriye yönetiminin Golan Tepeleri’ni kendi resmi haritasından çıkararak İsrail’e bırakması, sadece diplomatik bir jest değil; bölgesel denklemde tarafını ilan eden stratejik bir tercihtir. “Büyük İsrail” söylemini yıllarca komplo diye küçümseyenlerin, artık haritalara bakarak yeniden düşünmesi gerekiyor.

Bu gelişmeler olurken, içeride gürültü var. Gürültü çok, anlam az.

Hangi Süreç ve Kim Rahatsız?

Son dönemde dikkat çeken bir başka husus, bazı isimlerin Cumhurbaşkanı’na emir verir gibi konuşma cesareti bulabilmesidir. Cengiz Çandar’ın “Hakan Fidan süreci baltalıyor, ona dur de” sözleri… Sezai Temelli’nin benzer şekilde “süreci Hakan Fidan baltalıyor” iddiası…

Peki hangi süreçten bahsediliyor?

Bu sorunun cevabı özellikle muğlak bırakılıyor. Çünkü mesele sürecin kendisi değil, sürecin kimlerin denetiminde olduğudur. Türkiye artık eski Türkiye değil. Bunu hâlâ idrak edemeyenler var. Devletin kozmik bilgilerine 13 yıl........

© Haber Vakti