menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Garg ağacı metaforu ve sessizliğin teolojisi

9 0
10.10.2025

İsrail’in imzaladığı ateşkes anlaşması kuşkusuz yüreklere bir nebze su serpti. Çünkü kimse savaş istemiyor. Hiçbir çocuk ölmesin, hiçbir anne ağlamasın, hiçbir şehir acının harfine dönüşmesin istiyoruz.

Ama bu “barış” kelimesi, yıkımın külleri üzerine serpilmiş bir makyaj gibi duruyor. Çünkü ateşkesin imzalandığı o topraklarda artık ne toprak kaldı, ne umut…

Savaş sadece binaları değil, insanlığın vicdanını da yıktı.

*Modern Garg Ağaçları: Amerika ve Suskun İttifaklar*

İsrail’in hastaneleri vurduğu, okulları yıktığı, sivilleri hedef aldığı gerçeği artık gizlenemiyor. O kadar çok bomba atıldı ki, o bölgenin Hiroşima’dan farkı kalmadı. Tarım yapılamayacak, yaşam kurulamayacak hâle getirildi.

Bir ülke toprağını değil, insanlığın en temel duygusunu merhameti bombaladı.

Ve evet, ateşkese evet diyorum.

Ama bu “evet” kelimesi, bir teslimiyet değil; bir hesap sorma bilincidir.

Çünkü asıl soru şu:

İsrail’i ateşkese mecbur eden neydi?

*AĞAÇLAR DİLE GELDİ, ÜMMET DİLSİZ KALDI*

Dünya halkları ayağa kalktı.

Artık yalnız Müslümanlar değil, Hristiyanlar, Yahudiler, ateistler, vicdan sahibi herkes “durun artık” diyor.

Almanya’da yapılan anketlerde halkın f’sı İsrail’in soykırım yaptığını düşünüyor.

Amerika’da meydanlar doluyor, insanlar yönetimlerinin sessizliğine isyan ediyor.

Artık dünya, politik değil vicdani bir........

© Haber Vakti