menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Aynı tas aynı hamam

8 0
27.11.2025

"Millet 20 yaşına gelince köşeyi dönmeye bakıyor. Bir meslek seçip de onun çilesini çekeyim, ustası olayım diyen yok. Bu yerlere gelebilmek için sıkıntıları çekmek gerek. Sanat dallarında sürünme süresi daha uzun olduğu için kimse gelmiyor. Sinemanın durumu da feci. Yapımcı ne yapsın, bir film 30 milyona çıkıyor. Parayı bankaya koysa, daha fazla faiz alır".

Yukarıdaki sözler 1985 yılında Kemal Sunal'ın Ses Dergisi'ne verdiği röportajdan alıntıdır. 40 yıl önce söylenen bu sözler sizce de bugünleri anlatmıyor mu? Okuduğum anda Üstad Necip Fazıl Kısakürek'in 1934 yılında yazdığı "Tam Otuz Yıl" şiirindeki "Tam otuz yıl saatim işlemiş, ben durmuşum; / Gökyüzünden habersiz, uçurtma uçurmuşum" mısraları aklıma geldi.

Biz millet olarak çoğu zaman övünmeyi ve dövünmeyi bırakıp gerçeklerle yüzleşmekten kaçınıyoruz, nefs muhasebesi yapmıyoruz. Cehaletle övünüyoruz, çoklukla avunuyoruz. Bizim ülkemizde de Toskana Vadisi gibi vadiler, Niagara Şelalesi gibi şelaleler, Alp Dağları gibi dağlar var. Fakat kıymetini bilmiyoruz. Tarihimizi de bilmiyoruz, araştırmaya da gerek duymuyoruz. Çünkü "okuyucu" değil, "izleyici" bir toplum olduk.

Farkında mısınız, paradan atılan sıfırlar geri gelince sanki 40 yıl geriye gittik. 1 liralık ekmek 10 lira oldu, 100.000 TL değerindeki araba 1.000.000 TL oldu. İnsanlar yine rızkın ticarette olduğuna inanmayıp sermayeyi faize yatırıyor. Gaflete düşen insanların helal-haram bilinci de kalmıyor. Faizin hüküm sürdüğü yerde bereketin ortadan kalkacağını, bereket ortadan kalkarsa huzurun da kalmayacağını demek ki insanlara........

© Haber Vakti