Külyutmaz

Düşen, tutunacağı dalı seçemez der Cemil Meriç. Düş görürken düşüyoruz. Ama yataktan değil. Buhranın tırnakları, maddi manevi bütün varlığımızı enikonu kanatıyor. Donuklaşan bakışlarımızda, dokuz ayın çarşambasını bir araya toplayan hadiseler serisinin densiz izi var. Tek ayak üstünde yakalanmanın tarihine mazi diyoruz ya; mazi hasret gidermek üzere baş ucumuzda dikiliyor. Hoş vakitler kumpanyası, temsilini tamamlayıp selamlarken seyircileri... Sahnenin perdeleri çekiliyor.

Savaş, ufukta bütün debdebesi ile ihtimaller denizini kabartadursun. Her koyunun kendi bacağından asılmayacağını, adeta kusuyor uluslararası şuuraltı. Ümit, bir taş atımı uzakta salınan bir karaltı. Varlık zemininde yaşanan erozyon, yokluklara göz kırpıyor arsızca. Azdan az, çoktan çok........

© Haber Vakti