Algının kralı

Tarih şuuru, bir milleti millet olma makamına çıkaran en önemli hususlardan biridir. İnsan hayatında tecrübe ile elde edilen neyse, tarih şuuru da cemiyetler için öyledir kuşkusuz!

Tarih şuuru, keşke demeden, keşke dememek için elzemdir. Olan bitenin kuru bir tahlili değildir. İftihar vesilesi hadiseleri, sarhoşluğa düşmeden şevk menbaı olarak değerlendirmek gayet yerinde iken; hamaset kayığına binip hamakat şelalesinden dibe çakılmak ne kadar da hazindir. Tarih bahsi, her meselede olduğu gibi ifrat-tefrit kantarından sarf-ı nazar edilerek bakılacak bir ayna değildir.

Tarih, eğip bükmeye, işe gelinen şekilde yoğurmaya, bazen yontarak daraltmaya, bazende sulayıp gübreleyip kof bir dev haline dönüştürmeye -maalesef- çokça müsaittir. Bilimsel metotlar ile tarih okyanusunda mesafe almak mümkünse de metodu kimin belirlediği sualinin ağlarına takılmadan edemez. Güdülenmiş tarih anlayışı, pek çok millet için bozuk pusula hükmündedir. Bu sebepten kediye boğdurulan aslanları,........

© Haber Vakti