İslâm dini genel ve özel kurallarıyla insan hayatını bütünüyle kuşatan dindir. Müslüman olmak İslâm dininin genel ve özel kurallarıyla hayata bakmaktır. Biz hayatî olan her şeye dinimizin sunduğu kurallar açısından bakmak konumundayız. İnanç esasları, eğitim, ekonomi, cinsellik ve musikiye de dinimizin koyduğu kurallar açısından bakmak ve böylece değerlendirmeler yapmak durumundayız. Bir görevimiz de spora İslâm açısından bakmaya çalışmaktır.
Spor nedir sorusuna verilen ve genel kabul gören cevap şöyle:
“Spor, önceden belirlenmiş kurallara göre bireysel veya takım halinde yapılan, genellikle rekabete dayalı yarışma ve kişisel eğlence veya mükemmelliğe ulaşmak için yapılan fiziksel veya zihinsel aktivite.”
Açıklamalarımızı bu tarifi dikkate alarak yapmaya çalışalım:
İslâm dininin kaynağı Kur’ân-ı Kerîm’dir. Bu kaynakla irtibatlandırılamayan hiçbir şey İslâmî olarak nitelenemez. Aziz Peygamberimiz de bu kaynağı bize örneklendirmiş, canlı bir Kur’ân olarak bize örnek olmuştur.
KUR’ÂN’DA SPORLA ALAKALI AYET VAR MI?
Kur’ân-ı Kerîm’de sporla alakalı doğrudan açık bir ayet bulamıyoruz. Daha doğrusu ben doğrudan ilgili bir ayet bulamadım. Ama aziz peygamberimiz efendimizin uygulamaları, hayatı, teşvikleri ve ödüllenmelerinde yeterince örnekler bulabiliyoruz. Hiç şüphe yoktur ki Peygamberimiz Efendimiz de kendisine indirilen Kur’an’ın genel ilkelerinden hareketle bize yorumlar yapmış, tasvipler sunmuştur.
Önce dinimizin ana kaynağı olan Kur’ân ve Sünnet’in genelinden yararlanarak belirleyebileceğimiz bazı genel ilkeleri arz etmek istiyorum, bu ilkeleri, hayatımızın her anına teşmil edebiliriz. Pek tabii ki Spora da uygulayabiliriz.
I. HARAM KILINMAYAN HER SÖZ, DAVRANIŞ VE İŞ HELÂLDİR
Bu ilkelerden bir tanesi şudur:
“Haram kılınmayan her söz, davranış ve iş helaldir.”
Yani yapılabilir, uygulanabilirdir. (İlgi kurulabilecek âyetler için bak. Yunus 59; Nahl 116)
Kur’ân-ı Kerîm de sporla alakalı doğrudan haram kılıcı bir âyet olmadığına ve Aziz Peygamberimiz de de sporu spor olduğu için yasaklayıcı bir kural koymadığına göre –istisnaları olmakla birlikte- genelde sporların her bir dalı yapılabilir, meşru görülebilir.
İslâm’da haramlar açıktır ve bellidir. Örneğin faiz, rüşvet, zina… haramdır. Bunlar bellidir. Spora ilişkin özel bir haram göremiyoruz.
II. İNSAN HER ZAMAN RUHİ COŞKULAR İÇİNDE YAŞAYAMAZ
İkinci bir genel kuralımız şudur:
İnsan her zaman ruhi coşkular içinde yaşayamaz.
Tecrübe ile bildiğimiz bu gerçeği Peygamberimizin diliyle Hanzele el-Üzeydi isimli genç sahabi üzerinden örneklendirebiliriz.
-Allah kendisinden razı olsun- Hanzele bir gün çıkagelir ve “Ey Allah’ın Resulü, ben Münafık / Kalbiyle iman etmemiş biri oldum.“ deyince Peygamberimiz de ona, “Ya Hanzele, bu yargıya nasıl vardın. Niçin ben münafık oldum diyorsun? “ der. Hanzele de, “Ya Rasullellah! Biz sana cemaat oluyor öğütlerini dinliyoruz. O kadar büyük........