Okullarımızda ki eğitimin kökeni evrim teorisine dayanıyor. Doğada her şey kendiliğinden oluyor diye ders kitaplarında anlatılıyor. Halbuki, tek hücreli bir canlının kendi kendine oluşabilmesi için gerekli her bir gelişmenin ihtimali, sonsuzda 1 ihtimaldir.
Canlıların evrimleşerek meydana geldiği inancı ispatlanamamıştır. Evrenin hiçbir yerinde kendiliğinden bir hücreli canlının dahi meydana geldiği gözlemlenememiştir. Bir varsayımın bilimsel olarak kabul edilmesi için laboratuvarda defalarca denenerek, gözlemlenebilmesi gerekiyor.
Evrim teorisinde söz edildiği gibi canlıların kendiliğinden var olduğu, laboratuvar deneyleriyle gözlemlenebilen bir şey değildir. Bilimsel olarak kanıtlanmamış bir şeyin okuldaki eğitim sisteminin merkezinde olması, Yaratıcının olmadığı iddiasının bilimsellikmiş gibi sunularak, büyük bir yalana inanılmasına hizmet etmekten başka bir iş görmüyor. Bilimle ilgili natüralist yorumların, objektiflik ve nesnellik olduğuna inananların çoğunun dayanağı evrim teorisindeki yalanlar oluyor.
Halbuki bazı evrimci Ateistler natüralist felsefenin bir inanç olduğunu itiraf ediyor. Fakat pek çoğu bunun farkında değil. Kendilerine atomlar üzerinden, makro ve mikro bir düzenin Yaratıcıdan olduğu bahsedildiğinde, "bilimin içine inancı katarak yorum yapmanız bilimsel değildir" deniyor. Halbuki bilimin içine kendileri, bilimsel olarak laboratuvarda deneylenmemiş natüralist felsefe inancını sokuyorlar.
Dünya yok oluncaya kadar Güneşi hiçbir insan görmeseydi, Güneşin ısısından ve ışığından dolayı aydınlatıcı ve ısıtıcı bir varlığın olduğuna, görülmediği halde inanılırdı. "Bilim bunu ispat edemedi ve inanmıyorum" demek, akli bir çıkarım olmazdı. İşte neden-sonuç ilişkilerindeki süreci sadece madde gözüyle gözlemleyip, akıl gözünü kullanmayı bırakırsak, böyle akla ziyan görüşler ortaya çıkıyor.
Görebilmesi sınırlı olan gözlerimizin olduğunu hatırlayalım. O zaman akıl gözüne ihtiyacımızın olduğunu anlarız. Çıplak gözümüzle göremediğimiz halde radyo dalgaları ve televizyon dalgaları, röntgen ve X ışınlarının bir fayda sağlamak üzere etki edebildiğini akıl gözümüzle gördük. Bilimsel olarak tespit edilemesede ve laboratuvarda deneylenmemiş olsa da, bazı karadeliklerin, gezegenlerin daha olduğuna inanıyoruz. Biz, akıl gözümüzle buna inanırız. İnsan aklı böyle çalışır.
Akıl böyle çalıştığından, evrende bir düzen olduğu inancına kani olunur. Bu tür akli çıkarımlara olan inançlarından dolayı zaten bilim yapabilir. Natüralistlerden dürüst olanları, bilim yapabilmek için 6 inanç olduğundan bahseder. Aşama aşama bu deneylenmemiş inançlarla hipotezler, teoriler, kanunlar açığa çıkartılır.
Evrenin tamamına bakıp her yerinde düzen olup olmadığına bakmak imkansız olduğundan, evrende gözlemlenebilen düzenli işleyişlerden dolayı, evrende düzen olduğu inancına kani olarak bilim yapılabiliyor. Evrenin gerçek olup olmadığı hususu, evrenin her yerine bakılmadığı için bir inançtır. Evrenin gerçek olduğu inancıyla bilim yapılabiliyor. Natüralistlerden dürüst olanlar, Evrende düzen ve evrenin gerçek olduğu inancı gibi bazı inançların kabulüyle bilim yapılabildiği belirtiyor. İnançsız olan pek çok natüralistin bu konudan haberi yok.
Birbirlerini tanımayan cansız, ilimsiz, iradesiz atomların nasıl olurda birbirleriyle temasa geçerek, nasıl olurda böyle güzel neticeler ortaya koyabildiklerini yorumlamaya dair, yapacağınız her açıklama birer inançtır. Evrendeki faaliyetleri sadece cansız, ilimsiz, iradesiz maddi sebeplere bağlayarak bir açıklama yapmakta bir inançtır. Hemde natüralist bir inançtır. Evrendeki faaliyetleri, birbirini tanımayan cansız, ilimsiz, iradesiz maddelere etki eden bir Yaratıcıya bağlamakta bir inançtır. Eğitim sistemimiz, bir öğrencinin bu iki ayrı inançtan hangisine inanacağını, öğrencinin kendi kararına bırakabilmesi gerekiyor.
İslam'a gönülden bağlı il ve ilçe milli eğitim müdürlerinin gayretiyle, MEB'de tabanda tavana kadar bu konuda güçlü bir ıslah çalışmasının başlatılması elzemdir. İl ve ilçe milli eğitim müdürleri, öğrenci ve velileri de arkasına alıp, onlardan imza toplayarak MEB'a bu konuda başvuruda bulunulması zorunludur. İnançsızlığa bir nebze de olsa gem vurarak, dini yaşama son derece önemli bir katkı sağlanmış olacaktır.
Okullarda, öğrencilere naturalist felsefe inancıyla bilim anlatıldığı dürüstçe söylense ve Yaratıcı tarafından sebep-sonuç ilişkisine etki edildiğine inanılan böyle bir........