Aile Mutluluğunun Kayıp Yolculuğu

Evlerimiz, mutluluk yuvası olması gereken mekanlardır. Ancak günümüzde, evler giderek mutsuzluk hücresi gibi algılanmaya başlandı. Bunun sonucunda birçok kişi, eve gitmemek için işte kalma süresini uzatıyor, kendine yeni işler buluyor veya her gün arkadaşlarıyla buluşmayı tercih ediyor. Eve gitmek zorunda kalanlar ise, evdeki vakitlerini sadece yemek yemek, izlemek ve uyumak üzerine kurarak aileleriyle zorunlu birkaç söz dışında konuşmayı bırakıyorlar.

Bu duruma insanlar genellikle bir anda gelmiyor. Evliliğin ilk günleri, ilk ayları farklı, sonrakiler ise bambaşka oluyor. İlk aylarda eşlerin birbirlerine gösterdikleri sevgi, anlayış, hoşgörü ve fedakârlık süreç içerisinde yitip gidiyor. Sürecin sonunda ise aynı evde yaşayan ancak paylaşımları aynı otelde kalan insanlardan çok da farklı olmayan aileler ortaya çıkıyor.

Peki, ne oluyor da insanlar bu noktaya geliyorlar? Tolstoy’un Anna Karenina kitabının giriş cümlesi olan “Bütün mutlu aileler birbirine benzer ama her mutsuz ailenin kendine özgü bir mutsuzluğu vardır” sözü burada akla geliyor. Yine de bu seminer programında,........

© Haber Ege