Yaşadığımız çağ, geçmiş çağlardan farklı olarak renkli, kalabalık, ürkütücü ve hepimizin de derinden hissettiği gibi doyumsuzluk çağı. Her türlü medya aracıyla körüklenen, sürekli var olma ve her şeye sahip olma dayatması da devreye girince, tatminsizlik ve sürekli olarak daha iyisini, en yenisini isteyen açgözlülük yaygın hale gelmiş durumda.
Açgözlülük, insanoğlunun en eski ve en rahatsız edici yaygın zaaflarından biri. Bu kavram, daha fazla para, daha fazla mal, daha fazla güç ve daha fazla statü elde etme arzusuyla karakterize ediliyor. Açgözlülük genellikle doyumsuzlukla el ele gider, kişinin sahip olduklarıyla yetinmemesine ve sürekli olarak daha fazlasını istemesine neden olabilir.
Açgözlülüğün kökenleri, insanın hayatta kalma içgüdüsüne dayandırılabilir. Tarih boyunca, özellikle kaynakların sınırlı olduğu dönemlerde, daha fazlasına sahip olma duygusu avantaj olarak görülebilirdi. Ancak modern toplumlarda bu içgüdü kontrolsüz hale gelirse, hem kişinin kendisine hem de içinde bulunduğu topluma zarar verebilir.
Çevremizdeki açgözlü insanları hemen tanıyabiliriz. Açgözlü insanlar, sahip........