Orta Asya’dan bugüne uzanan 3.200 yıllık Türk devlet aklı, bugün Suriye’den Irak’a, Musul’dan Kerkük’e, Şam’dan Erbil’e kadar uzanan kirli oyunu bir kez daha teşhis ediyor. Kuklalar değişiyor, oyun aynı kalıyor; ama Türk devleti her defasında tarih sahnesine yeniden çıkıyor.

ARŞİVLERİN UNUTMADIĞI YÜZYILLARLIK İZLER

Selçuklu’dan Osmanlı’ya, Osmanlı’dan Cumhuriyete uzanan devlet hafızası; bu coğrafyada Türkiye’ye karşı beslenen kadim nefretin köklerini asırlardır kaydediyor.

Kimin hangi aşiretten geldiği, hangi yabancı gücün maşası olduğu, hangi bölgeden kimlere hizmet ettiği; hepsi Osmanlı, Selçuklu ve Genelkurmay arşivlerinde tek tek dosyalanmış durumda.

Bugün sahneye çıkanların cinsi, cibilliyeti, soyu sopu devlet için yeni değil.

Hepsi tanıdık…

Hepsi tarihten kalan birer tekrar.

NESİLLER DEĞİŞİR, İHANET MİRAS KALIR

Bu bölgelerde ihanetin biçimi değişse de zihniyet hiç değişmedi.

Parayı kim verirse ona koşan, altını kim sunarsa oraya dönen, dün İngiliz kapılarında bekleyenlerin torunları bugün başka bayrakların peşinde.

Devletin hafızasında bu insanların yerleri bellidir.

Bugünün aktörleri, dünün devamıdır; yarının sahnesinde çocukları olacaktır.

Değişen sadece kukladır. Kuklacının eli aynıdır.

İçimizdeki uzantılarının dediği gibi Osmanlı Filistin’i terk edip gitti,

Halbuki Osmanlı askerlerini........

© Günışığı Gazetesi