menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

PASİF İYİDEN, AKTİF İYİYE DÖNÜŞÜM

4 1
11.01.2025

En iyimiz de, en kötümüz de, en katı yüreklimiz de muhakkak kalbin derinliklerinde bir masum çocuk barındırır, ya da barındırmıştır günün birinde.

En cani, en ruhsuz dediğimiz ve belki insan kıyımı bile yapmış bir insan eminim - evet eminim- günün birinde yuvasına bir buğday tanesi taşıyan karıncayı gördüğünde üzerine ayak ile basmadan o karıncanın yolunu açıp ferahlatacak bir hamle ile kaldırımın köşesine az daha ötelemiştir kendisini.

Fobisinin olduğu suya düşen çok zararlı çok korkunç bir böceği bir mini çöp uzatmıştır da boğulmasın diye kurtarmıştır mesela.

Su İçmeye çalışan, su kabına veya su birikintisinin olduğu herhangi bir yere boyunun yetmemesi ile ağzının kavuşamadığı yine bir canlıya bir hayvana, suya yetişsin diye bir el atmıştır...

En azından, en basit örneklemeyle Tv’de haberlerde izlenilen, geçim sıkıntısı çeken bir ailenin varlığı gibi dramatik bir olaya üzülüp; “Ah keşke elimden bir şey gelseydi de yardım etseydim.” dediğiniz mutlaka olmuştur.

Hepsi çok insani duygular değil mi?

Bizim için insani, hayvanlar için ise kendi dünyalarında kendi çevrelerinde kendi dayanışmaları yardımlaşmaları da içgüdüsel tabi…

Peki doğa?

Canlılığını insanlar ve hayvanlar gibi öyle çok aktif el kol hareketleri mimik konuşma gibi özellikleri olmadan, zamanla can taşıdığını zamanla kış uykusuna yatıp kendisini dönemlik ölüme terk edişiyle, bir yeşil, bir sarı, bir güneşli bir karlı oluşuyla, devingen döngüsel sistematiğiyle; “Ben de canlıyım” diyor, doğru söylüyor.

Eh bizler pek bir aktifken, o birazcık pasif hareket........

© Günışığı Gazetesi