Şehir, kimlik ve kültür ilişkisi bir şehirde yaşayan tüm vatandaşların şehirli olup olmaması ile önemli bir problemdir aslında. Elazığ’ın hâlâ şehir olamamasını gözlemliyor ve bunu kendi aranızda dahi sesli bir biçimde paylaşıyorsanız burada önemli bir sorun var kanımca. Bu anlamda şehir, kimlik ve şehir kültürünün sık aralıklarla tekrarlanarak gündeme gelmesinden, Türk eğitim sisteminin yeniden oluşturulmasından, hatta belki biraz daha ileri giderek “meritokrasi” sistemine yakın bir oluşumun ülkemizde uygulanması gerektiği düşüncesinden yanayım. Belki bir gün meritokrasi için düşünce dünyamda ki eşleşmeleri içeren bir yazı da yazabilirim, bu konuyu zamana bırakalım.
Atalarımızın göçebe ve çadır kültürünü içeren bir hayattan gelmesi belki de bizlerin şehir, kültür ve kimlik karmaşası içinde sağa sola savrulmamıza, ezber gitmemize, sorgulamadan, okumadan ileri gittiğimizi düşünmemize neden olmuş olabilir mi bilemiyorum. Çünkü ülkemizde İstanbul dışında “küresel kent kavramına” yakın, çok çok az şehir olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu nedenle ülkemizde “şehir kavramı” diye bir durumun söz konusu olmadığını düşünüyorum.
Elazığ’ın düzensiz, izansız bir........