menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

PARKTAKİ İHTİYAR 

15 2
19.11.2025

Sonbaharı sevmem,
Son baharda üşürüm.
Ben her sonbaharda,
Ölümü düşünürüm.


Yazımıza biri dörtlüğümüzle başladık sevgili okurlarım.
Kimileri “Her mevsimin ayrı bir güzelliği var” derler ama ben demem. Ben her sonbaharda hakikaten ölümü düşünürüm, yokluğu, yoksulluğu düşünürüm. Yalınayak gezen bir yoksul çocuğun çektiği çileleri düşünürüm. Onunla birlikte ben de üşürüm.
Benim dünyama göre YAĞMUR Başlıklı bir şiirimde bakınız bunları nasıl ifade etmeye çalışıyorum.


Her karın, yağmurun yağdığında,
Odam sıcak olsa da üşürüm.
Yalnızları, kimsesizleri,
Yalınayak yetimleri düşünürüm.


Bir gariplik çöker içime
Neler geçmez ki, neler aklımdan,
Yağmur altındaymışım gibi üşürüm,
Gurbeti, yalnızlığı, garipliği düşünürüm.


Gözüme bir türlü uyku girmez
Sıcak yatağımda bile üşürüm.
Kurdu, kuşu, insanları,
Hatta ölmüş babamın mezarını düşünürüm.

Yağdıkça yağmur, ben ıslanırım,
Soğuk bir giysi olur, yorganım bana.
Bir türlü atamam içimden hüznü,
Açlığı, susuzluğu, yoksulluğu düşünürüm.


Bu düşünceler içerisinde bu senede kışın kapıları açıldı. Çünkü sonbaharın her anı kışa açılan bir kapıdır.
Bu günlerde kış soğuk yüzünü göstermeye, tabiat ana yavaş yavaş beyaz giysilerini giyinmeye başladı.
Kış mevsimi birilerinin sabırsızlıkla beklediği kayak mevsimi olsa da bazıları için çiledir, yokluktur, sefalettir.
Yuvasına giremeyen kuşun, yalınayak gezen yetimin çileli........

© Günışığı Gazetesi