menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

AĞLAMA ÇOCUK!   (BİR ULUSUN AĞLADIĞI GÜN) 

11 1
09.11.2025

On Kasımlar, bu ülkenin her yerinde olduğu gibi yüreğimizde de matem günüdür.
O gün bizim yaslı günümüz, o gün bizim gamlı günümüzdür.
Çünkü o gün dünya devletlerinin “Hasta adam” olarak kabul ettiği bir devletin yeniden canlanması, canlanmadan öte şaha kalkması ve bir dünyaya tarih dersi, kahramanlık dersi, insanlık dersi veren bir büyük liderin milletini öksüz bıraktığı bir gündür.
O gün bizim matem günümüz, yas günümüzdür.

İşte böyle bir 10 Kasımda güzel yurdumuzun ücra bir köşesinde bir ilköğretimde öğretmen ve öğrencilerin hazırladığı bir piyes köylülerinde davetli olduğu sınıfta hiç olmayan imkânlarla sahneye koyuluyordu.
Sınıfın bir köşesine konulan bir divanda Atatürk rolündeki, Atatürk’ün öğretmeni boylu boyuna yatıyordu. Etrafında yaverleri, doktoru, siyaset arkadaşları rolüne bürünen öğretmen ve öğrencileri yer almışlardı.
Tarih 10 Kasım, saat 08.30’u gösterirken perde açılıyordu.

Atatürk’ün milletine olan sevgisi ile dolu bedeni boylu boyuna divanda uzanıyordu. Yanı başında bulunan doktoru ha bire tedavisi için gereken tavsiyelerde bulunuyor ise de Atatürk yanındaki Fevzi ve İsmet Paşalarla ülkenin dâhili ve harici meselelerini konuşuyordu. Hastalığı bütün vücudunu kavuruyor, o bu konuda ne doktorundan ne de yanı başında bulunanlardan bir istekte bulunmuyordu.
Bir ara gözleri yanı başındaki öğretmene kaydı, eliyle kendisine yaklaşmasını istedi. Öğretmen, Atatürk’e yaklaştı. Öğretmene!..
“Bak öğretmenim!” dedi kısık bir........

© Günışığı Gazetesi