ROMA’NIN BARIŞI: İTAATE REFAH, DİRENİŞE YOK OLUŞ
Roma, fetih yapan bir devlet değildi sadece; fetihle beslenen bir organizmaydı. Genişlemek zorundaydı. Genişleyemediği anda iç çelişkileri onu parçalayacaktı. Bu yüzden Roma’nın dünyaya sunduğu seçenekler aslında basitti:
İtaat et, entegre ol; diren, yok ol.
Roma orduları topraklarınıza yaklaştığında eğer kapıları açar, vergi verir ve “itaatkâr tebaa” rolünü kabul ederseniz, Roma şaşırtıcı derecede makul davranabilirdi. Yerel elitler korunur, ticaret ağlarına dahil edilir, yollar, limanlar ve pazarlar inşa edilirdi. Roma önce kaynaklarınızı sömürür, sonra bu kaynakların bir kısmını altyapı ve ticaret üzerinden yeniden dolaşıma sokarak yeni bir ekonomik düzen kurardı. Yaşam kalitesi yükselir gibi görünürdü ama bu yükseliş, Roma’ya bağımlılığın derinleşmesi pahasına olurdu.
Ama bu düzene karşı koyarsanız… işte o zaman Roma’nın gerçek yüzüyle tanışırdınız.
Kartaca bunun en açık örneğidir. Bir yüzyılı aşkın süre boyunca Roma’ya meydan okuyan Kartaca, üç savaşın sonunda yalnızca yenilmedi; silindi. Başkent yerle bir edildi, nüfus katledildi ya da köleleştirildi. Tarım arazilerinin tuzlandığı anlatısı........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Gideon Levy
Waka Ikeda
Grant Arthur Gochin
Rachel Marsden