Amerika ile İran arasındaki derinleşen kriz , İSRAİL’İN MAZLUM GAZZELİ MÜSLÜMANLARA UYGULADIĞI TARİFİ İMKANSIZ VAHŞET gözleri tekrar Ortadoğu’ya çevirdi. Güneybatı Asya’nın, özellikle zengin toprak ve su kaynaklarına sahip Mezopotamya ve Doğu Akdeniz havzaları ilkçağlardan itibaren nüfusun yoğunlaştığı merkezlerden biri olmuştur. Tarihin en köklü medeniyetlerinin birçoğuna ev sahipliği yapmasının yanında bu bölge, yerkürenin jeopolitik açıdan en önemli alanlarından biri olma özelliğine sahiptir. Asya kıtasının güneybatısını teşkil eden bu bölgeye; Ortadoğu, Yakın Doğu, Ön Asya ve Güneybatı Asya gibi isimlerin verildiği farklı görüşler vardır. Bu görüşlerin farklı olmasının temel sebebi ise ‘’çeşitli sosyal bilim dallarında uzmanlaşma farkının etkileridir. Bu farklı uzmanlaşma alanları kendilerine özgü şekillerde bölgeyi birbirlerinden farklı şekilde tanımlamaktadır. Örneğin Coğrafyacılar coğrafi görüş açısı ile bakmakta bölgesel coğrafya yönünden değerlendirmekte ve Asya kıtasının bütününü temel alarak Ortadoğu’yu Güneybatı Asya olarak tanımlamayı uygun bulmaktadırlar’’. Ortadoğu kavramı ise Avrupa merkeziyetçi yaklaşıma dayanır ve Britanyalıların 20. yüzyılın başlarında kullanmaya başladıkları bir kavramdır. Bu tanımlamada İngiltere ve Avrupa ülkeleri merkez kabul edilmiş; doğu, Uzak Doğu, Yakın Doğu, Ortadoğu gibi kavramlar buna göre tayin edilmiştir. Bu açıdan bakıldığında Ortadoğu kavramı kültürel veya coğrafi bir tanımdan ziyade siyasi içerikli bir kavramdır.Ortadoğu hiç şüphesiz dünya üzerinde çok özel bir öneme sahiptir. Ortadoğu’nun stratejik önemini iyi analiz etmek, bölgenin nasıl böyle bir evrensel ruha kavuştuğunu açıklar. Bölgenin bu şeklide önem kazanmasında üç unsur öne çıkmaktadır, bunlar; coğrafi konum, dinler ve zengin yeraltı kaynaklarıdır. Asya, Avrupa ve Afrika kıtaları arasında bu kıtaların doğal........