Kayyım döneminin raporları neden açıklanmıyor

. Bu kurumlar arasında üniversitelerden, belediyelere, bakanlıklardan Cumhurbaşkanlığı’na hemen hemen tüm kurumlar yer alır. Fakat özellikle kayyım atamalarının ardından Diyarbakır’daki özellikle alt kademe belediyelerine ilişkin Sayıştay raporlarına ulaşamıyoruz. Ya bu belediyeler kamu denetiminden kaçırıldı veya rapor hazırlandıysa bile açıklanmadı. Her iki durumda da bir takım olumsuzlukların gizlendiği kanaati oluşuyor insanda.
Mesela Diyarbakır’da YSK tarafından seçilen belediye başkanına mazbata verilmeyince, yerine ikinci sıradaki AKP adayı Hüseyin Beyoğlu dönemi ile ilgili Sayıştay raporu neden açıklanmaz merak ediyoruz.
Bilmeyenler veya unutanlar için Hüseyin Beyoğlu vakasını özetle hatırlayalım isterseniz. Bu zat, imam iken malulen emekli oldu. Rivayet o ki bu maluliyeti zihinsel sorunlarından ötürü idi. Birada şöyle bir garabet ortaya çıktı. Zihinsel engellilere (raporunun sabit olması ve vesayet altında olması koşuluyla) oy hakkı tanımayan sistemimiz, zihinsel engelli birine belediye başkanlığı sundu. Yani zihinsel sorunlarından ötürü olarak malulen emekli olmuş birine başkanlık makamının tevdi edilmesi konusunda da başlı başına bir hukuksuzluk var.


Yeri gelmişken emeklilik sonrasında “Yalar”olan soyadını da “Beyoğlu” olarak değiştirdi. Her sabah göreve başlarken, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın karşısında ceketini ilikleyen videosunu hatırlayınca, sanki “yalar” kavramını kaldırdığında kahverengi dilini gizleyebileceğini düşündü. Ama bunlar başka konular.
Biz yine yazının konusuna dönersek, Beyoğlu’nun gümüş tepside sunulan başkanlık döneminde yaptıkları ayyuka çıkmışken, bir tutuklanıp, bir salıverildiği, kendisinin ve tüm ailesinin mal varlıklarına el konulduğu hatırda tutulduğunda, bu konuda hazırlanmış Sayıştay Raporu neden açıklanmaz. Yok eğer Sayıştay denetim yapmamış ise kanaatime göre çok büyük meblağlardaki suçu........

© Güneydoğu Ekspres