Bir yapay zekâ, Türkçe kitapları, şiirleri ve hikâyeleri analiz ederek dilin yapısını öğrenebiliyor, hatta edebi bir dil oluşturabiliyor. Sezai Karakoç’un ya da Sabahattin Ali’nin diline yakın bir tarzda metinler üretebilmesi, etkileyici bir yetenek. Ancak bu metinlerde bir ruhun varlığını hissetmek zor. Yapay zekânın algoritmik bir dil yeteneği geliştirmesi, insan beyninin özgün düşünce akışından ve sezgilerinden yoksun olduğu için edebi dili klişelere indirgeme tehlikesini de beraberinde getiriyor.
Türkçenin zengin anlatım gücü, deyimleri, atasözleri ve benzersiz ifade tarzları, yapay zekâ tarafından yeterince özümsenmekte güçlük çekebilir.
Özellikle genç kuşak, yapay zekâyı edebi yaratımlarında bir araç olarak kullanıyor. Fikir geliştirmek, karakter yaratmak ya da anlatım biçimlerini zenginleştirmek için teknolojinin sunduğu olanaklardan faydalanıyor. Bu süreç, edebi dilde de gözle görülür bir değişimi beraberinde getiriyor. Yapay zekânın daha hızlı anlamlandırabileceği kısa ve sade bir........