1984 yılında Jupp Derwall ve 1990’da Sepp Piontek gibi teknik adamların Türkiye’ye gelmesi ile futbola bakış açısı değişti, altyapıya daha fazla önem verildi, geleceği yatırım yapıldı. Mustafa Denizli ve Fatih Terim gibi Türk teknik adamların yetişmesine katkı sunuldu.
Daha sonra gelen Mircea Lucescu, Karl Heinz Feldkamp, Zico, John Toschack, Guus Hiddink ve Gordon Milne aynı anlayışı sürdürdü, daha fazla Türk teknik adamın yetişmesine önayak oldu. Bu teknik adamlar dünya çapında futbolcuların Türkiye'ye gelmesini sağladı. Dolayısıyla Türk futbolcuların dünya futboluna bakış açısı değişti, gelişti. Artık az farklı mağlubiyetlerden kazanan kulüp takımları, kazanan Milli Takımın oluşmasına vesile oldu.
Milli Takım; 2000 Avrupa Şampiyonası’nda tarihinde ilk kez çeyrek final oynadı. Çeyrek finalde rakip Portekiz karşılaşmayı 2-0 kazandı. Bu karşılaşmanın 29’ncu dakikasında Alpay Özalan kırmızı kart görmüş, Arif Erdem penaltı kaçırmıştı.
Milli Takım Güney Kore ve Japonya işbirliğiyle yapılan 2002 Dünya Kupası yarı finalinde Brezilya’ya 1-0 yenildi. Güney Kore'yi 3-2 yenerek Dünya 3’ncüsü oldu.
2008 Avrupa Futbol Şampiyonasında ise yarı finalde Almanya’ya ile karşılaştık. 1-0 öne geçtiğimiz, 2-1 geriye düşüp eşitliği yakaladığımız karşılaşmanın son anında ağlarımızda gördüğümüz golle Almanlara 3-2 yenildik.
İşte bu başarıyı yakalayan futbolcu topluluğunun temelleri 1980’li yılların ortasında atıldı. Yukarıda sözünü ettiğim teknik adam ve kaliteli........