Daha sonra bizim kuşaklar bu sloganla yetinmedi. Tüm engelleri aşarak hızlıca örgütlendi. Ve ‘Hak Verilmez, Alınır’ diyerek mücadeleyi yükseltti. Sağlık iş kolunda hekimeler de diğer kamu emekçileri gibi ‘Çağdaş Hekim Örgütlü Hekimdir’ diyerek mücadeleye katıldı.
Bugün için elbette kayda değer bir hekim örgütlenmesi vardır. Özelikle kamuda çalışan hekimlerin meslek sendikacılığına yöneldiklerini görüyoruz.
Ancak ‘hakların korunması ve ilerletilmesi’ örgütlülüğe paralel yürümüyor.
Hekimler her gün bir hak gaspı ile karşılaşıyor.
Her gün şiddette maruz kalıyor.
Kazançları enflasyona yeniliyor.
Mesleki olarak irtifa kaybediyor.
Dayanışma duygusu yok ediliyor.
Hekim bugün meslek odasına, sendikalardan birine, ya da bir derneğe üye olmayı yeterli görmektedir. Oysa 1990’lı yılların kuşağı salt örgütlenmeyi yetersiz görmüş ve üstüne mücadeleyi eklemişti. Bugün sadece örgütlenme büyük başarı sayılıyor. Hakları koruyucu ve ilerletici eylemler, özelde ‘grev’ tatile çıkmış gibi görünüyor. Mesele elbette nostalji ile böbürlenip günümüze vurmak değildir. Bu tarzı ve dili de doğru bulmuyoruz. Her dönemin kendine göre artıları ve eksileri vardır. Amacımız kazanımları ve kaybettikleriyle geçmiş tecrübeleri hatırlatıp, bugüne bağını kurabilmek için hatırlatıyoruz. Özelikle grevin gücünü hatırlatıyoruz. Salt örgütlenmenin yeterli olmadığını söylemek istiyoruz.
Bugün hekimlerin diğer çalışanlar gibi yetersiz eylem ve etkili sözlere sahip olmamasının bir nedeni bireyin hak alma girişimi nedeniyle otorite tarafından cezalandırılma korkusudur. Daha fazlası paramedik bilgi, deneyim ve sınıf bilinci eksikliğidir. Salt ücretlere odaklı bir örgütlenmenin getirdiği ve getireceği atalettir.
Hekim özelinde ki örgütlülüğü değerlendirmeden önce kısaca örgütlenme tarihine vurgu yapmakta fayda vardır.
Tarihin akışı içinde, toplumsal ilerleme ve demokratik dalgalanma dönemleri hariç, emeğiyle çalışanlar örgütlenmekten hep kaçmış ve kaçırılmıştır. Örgütlenenler de ağır baskı ve cezalarla yüz yüze kalmıştır.
İnsanın, insanı ve doğayı sömürdüğü zamandan beri örgütlenme vardır. Medeniyetler tarihi başladığından beri, insan popülasyonunda sömüren ve sömürülen taraflar vardır. Sömürü çelişkinin ve çatışmanın en büyük nedenidir. Çelişkiler ve çatışmalar örgütlenmeleri ortaya çıkarmıştır. Hem........