DÜŞÜNCE FELSEFESİ

Göre bilgelik ve eksiksizlik anlamına gelen Sofia ve anlama çabaları ürünüdür dolayısıyla felsefenin varlık nedenlerinden biri dogmaları tabuları ve bunlarla temellendirilen geleneksel inançları sorgulanmaktadır. Bu amaçla düşünceye yön veren sorular yönelterek bilgiye ulaşma yolları geliştirilir ve bu yolla yeni ve özgün çözümlere ulaşılır buna göre düşüncenin dokunmatik inançlardan ayrıldığı.

İnsanlık için yeni bir aşamayı simgelemektedir İsa’dan önce altıncı yüzyılda Yunan kültürü böyle bir düşünsel dönüşümü yaşamıştır bu yüzyılda Yunanlılar için kutsal gelenek ve mitler tabu kapanmaya başlamıştır artık söylenenlerin ve dinsel kütlenin çizildiği dünya görüşü insanın bilime anlama ve kavrama düzeyinin gerisi düşmüştür. Felsefe tarihçilerine göre Milat’tan önce dördüncü 1000 yıldan İsa’dan sonra 476 yılına dek süren bu uzun periyotta birçok kültür doğup gelişmiştir bu kültürlerin en önemleri Mısır, Sümer, Akad, Babil, Hitit, Hint Yunan, Pers Kartaca ve Roma kültürleridir şu halde ilk Çağ sadece Yunan kültürü değil hepsini kapsamaktadır. Ancak söz konusu kültürler içinde en yetkin gelişmişlik düzeyine erişmiş olan Yunan düşünce yaşamı özel bir yere ve öneme sahiptir bu nedenle ilk Çağ felsefesi Yunan felsefesi olarak kabul edilir.

Yunan felsefesi doğa ve insan felsefeleri olarak iki büyük döneme ayrılır Thales ile başlayan Anaximondros, Herakleitos, Parmanides, Pythagoras ve Demokritos ile devam eden doğa felsefesi evrenin yapısı ve oluşumu ile ilgilidir felsefenin yaşama ve insana yöneldi ikinci dönemde karşımıza çıkan üç büyük düşünür; Sokrates platon ve Aristoteles’tir. Hem konumuz olan insan felsefesi açısından hem de düşünce tarihi açısından önemli olan dönemde bu........

© Güneydoğu Ekspres