Elektrik Okudu, Şimdi Adada Damak Çatlatıyor

Türk gastronomisine değer katan en özel şeflerden biri olan Veli Bayraktar, Ege Adalarından gelen kökleri ile her iki yakanın mutfağını iyi bilen, dünyanın çok farklı lokasyonlarında görev aldıktan sonra 7 yıldır Kıbrıs kültürünü ve lezzetlerini özümsemiş bir şef.

Mesleki kariyeri başarılarla dolu olan sevgili dostum Elexus Hotel Executive Chef’i Veli Bayraktar Türk ve dünya mutfaklarının yanı sıra Kıbrıs’ın geleneksel tatlarını modern dokunuşlarla buluşturuyor. Veli Bayraktar ile geçtiğimiz günlerde KKTC’de gerçekleştirdiği bir etkinlik sonrasında keyifli bir röportaj gerçekleştirdim.

- Bu keyifli sohbete Veli Bayraktar’ın İzmir’den başlayıp Girne’ye uzanan hikayesiyle başlayalım mı?

1971 İzmir doğumluyum. İzmirli olmayı hem mesleki hem de yaşama bakış açısından bir şans olarak görüyorum. Yaz tatillerinde rahmetli babamın ve annemin isteğiyle bir yerlerde çalışırdım. Mesleki olarak ilk çalıştığım yer bu döneme denk geliyor. İki yaz tatili üst üste küçük bir dönerci dükkanında çalıştım. O dönemin sonunda ben bu işi yapmam dedim. Abimin teşviki ve önerisiyle elektrik arkasından da elektronik mühendisliği okumayı hedeflerken her ikisinin de benim için çok keyifli olmadığını hissettim ve mutfaktan devam etmeye karar verdim. Liseyi bitirdikten sonra o yıllarda Turizm ve Çalışma Bakanlıkları tarafından ortak olarak gerçekleştirilen ve bir yıl süren TUREM isimli kurs programına katıldım. Bu programı başarı ile tamamlayarak mesleğe adım attım. Profesyonel kariyerimin başlangıç noktası Kuşadası Tusan Otel oldu. Dönemin en önemli şeflerinden Bülent Doğan ile üç yıl çalıştım. Bu dönem biraz yorucuydu ama çok da öğreticiydi. Pınar Gıda Grubu meslek hayatımdaki önemli dönüm noktalarından bir tanesidir. O yıllarda Ege ve Akdeniz bölgelerini “Bizimle kim çalışır?” diye tarayarak iki şef bulmuşlar. Bunlardan birisi de bendim. Uzun bir mülakat dönemi sonrasında Pınar Gıda Grubu ile toplam da beş yıl sürecek bir yolculuğa başladım.

Bu süreç benim için hem öğretici hem de çok geliştirici oldu. Çok şey öğrendiğim ve kendimi yetiştirdiğim üst düzey bir deneyim yaşadım. Bu dönem içinde hala takdirle karşılanan pek çok projeyi hayata geçirdik. Bir örnek vermem gerekirse hindi etinin Türkiye’de yaygınlaşmasına büyük katkı sağlamıştık. Donuk köftelerin hazırlanmasında tüm Türkiye’yi tarayarak çok kapsamlı bir envanter oluşturduk ve o dönemki ürün portföyünün değiştirilmesini sağladık. Bu değişiklik sonrasında satışlar yaklaşık olarak 10 kat arttı. Bu dönemin ardından Rixos Grubu’na........

© Gerçek Gündem