Bazı Şeyleri Fark Edip Dur Demek mi? Her Söyleneni Kabul Etmek mi?

Engin ve zengin yüreğiyle anılarımızda ve yaşamımızda yeri ve izi olan dostlar, dostluklar olduğu gibi, beynimizdeki ve kalbimizdeki varlığını kıra döke bitirenler de vardır. Yine konuşmalarıyla, yazdıklarıyla içimizi ısıtan, hünerli parmaklarıyla midemizi ve gözlerimizi doyuran, göçtüğümüz yerlere, yerleştiğimiz evlere, gittiğimiz kentlere yüreğimizde götürdüğümüz arkadaşlarımız, yoldaşlarımız, anılarımız vardır…

Bazı olaylar karşısında gözlerimizde hüzün, omuzlarımızda umutsuzlukla eve dönerken teselli edici sözleriyle ve jestleriyle sıkıntımızı gideren iyi ve kötü gün dostu olan yoldaşlarımız vardır. İlgimiz ve bilgimiz olmayan sahalarda el tutan, yol açan ve kalıcı olan, vefasını inatla, inançla, daima ve defalarca kanıtlayanlar vardır…

Acı çeken, çile çeken, şiddet gören kadınların dilinden düşmeyen; “Yalan söylenmesin bize ve aldatılmayalım biz. Çünkü biz eşimizle yeri geldiğinde, arkadaş, sırdaş, yol arkadaşı olduk. Birbirimize sevgimiz dağlar kadar başladı ve o dağları birbirimiz için delme sözü verdik, başlarda neci olduğumuz değil, ne olduğumuz önemli dedik, sonra neden bu hale geldik” şeklindeki itirafları ve eleştirileri vardır…

Hal böyle olunca da yeri ve zamanı olmasa da bazı şeyleri hatırlatmanın gereği vardır…

Durmadan; konuşma, ses çıkarma, bakma, dinlenme, okuma, seyretme, eğlenme izleme, gezme, gitme, paylaşma, yazma, söyleme sadece dinle ve sus komutuyla nereye kadar? Erkek egemen kalıpların üsten ve yargılayan bakışı yetmedi mi? Ya da bu soruyu soran kaç kişi var?

Boşanmak mı istiyorsun, barışmayı ret mi ediyorsun, evlenme teklifime hayır mı diyorsun, kendi hayatına dair karar mı almak istiyorsun, para mı istiyorsun, ölümlerden ölüm beğen. Şekli ve yeri önemli değil, silah olur, bıçak olur, kezzap olur, kamusal alan olur, iş yeri olur, sığınılan baba evi olur, fark etmez. Karar verilmiştir, nokta…

Yaşam döngüsünün kahramanları olan kadınların, üretirken, el atarken, örerken,........

© Gerçek Gündem