5 Aralık 1934'ten Bugüne: Seçiyoruz ama Seçilemiyoruz...
5 Aralık 1934! 5 Aralık 2024!
Türkiye’de kadınların siyasal anlamda yurttaş olduğu tarihin üzerinden 90 yıl geçmiş. Biz kadınlar eşsiz bir önderin sayesinde, öngörülü bir liderin çağını aşan adımları ve atılımları sayesinde batılı hemcinslerimizden çok daha önce yıllara, yollara, koşullara meydan okumaya başlamışız…
Şimdi bu tarihi günü fırsat bilip bir “Kadın” dosyası açma zamanıdır!
Ya da açmasak mı (!) diyerek derin derin düşünerek açınca iç karartıcı bir tabloyla karşılaşma ve yüzleşme zamanıdır.
Gelelim nelerle karşılaştığımıza? Kadınların öldürüldüğü, yakınlarınca hayattan koparıldığı, evde, işte, sokakta, sosyal medyada, dijital platformlarda erkek şiddetinin kol gezip can almayı sürdürdüğü ülke gerçeğiyle karşılaşırız...
Küresel cinsiyet eşitsizliğinde 146 ülke arasında 124. sırada olduğumuzu, altımızda Suudi Arabistan, Angola ve Butan’ın yer aldığını görürüz…
Şimdi bir kez daha o yıllara ve tarihlere göz atalım…
1926 Medeni Kanun
1930 Yerel Seçimlerde Oy Verme Hakkı
1934 Milletvekili Seçme ve Seçilme Hakkı (bu haklar için İsviçre 1975 yılını, Fransa 1945 yılını beklemiştir)
Yıllar sonra bu hakkımızı yüce Atatürk’ün amaçladığı, tanımladığı, istediği gibi bağımsız, özgür, özgüveni tam kullanıyor muyuz? Bu soruya yanıtım hayırdır! Beni Kars’ın karlı dağlarından, bir başkasını Trakya’nın sıcak yaylalarından, bir diğerini Urfa’nın tozlu yollarından alıp getiren ve bir baltaya sap eden bu yasayı, önünü kesen her şeye, herkese karşı bilinçli, kesintisiz sürdürmek, sahip çıkmak ve korumak konusunda başarılı mıyız? Bu soruya da yanıtım ne yazık ki hayırdır!
Kadın olarak; siyasette, eğitimde, karar mekanizmalarında neredeyiz?
Kadını yıllar önce Cumhuriyet projelerinin temeline oturtmuş ülkemizin 2024 fotoğrafına bakınca;
Siyası haklarımızı Belçika, Fransa, İsviçre, İtalya gibi birçok Avrupa ülkesinden önce kazandık, nüfusun yarısını oluşturuyoruz........
© Gerçek Gündem
visit website