menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Çölde kurulan sofralar

29 0
23.11.2025

Geçenlerde gelen bir mail bu yazıyı aklıma düşürdü!

Mail’de, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin “Basın Hizmet Ödülü”nü kazandığım müjdeleniyordu!.

Öyle kolay alınacak bir ödül değildi bu! Aday olabilmek için, 50 yıl boyunca basın sektöründe ara vermeden çalışmak ve 70 yaşından gün almak gerekiyordu.

Yani, bu ödül için “Basın Dinozoru” olmak şartı vardı!

50 yıl, yani yarım asır, hem de Türk medyasında…

Şu dönemde bunun çok zor olduğunu tahmin edebilirsiniz!..

İyi, hoş da… Aldığım ödül ile yazmaya niyetlendiğim yazı arasında pek bir bağlantı yoktu!

Çünkü bu hafta, Hz. Muhammed dönemindeki yemek alışkanlıklarını yazmak istiyordum.

Biraz başlara dönelim. Yani 50 yıl öncesine!

Babam, düşük maaşlı bir memurdu. Üç kardeş, bir anne, bir baba, bir de babaanne! Altı kişi babamın eline bakıyordu!

O zamanlar, o kadar az maaşla gül gibi geçiniyorduk aslında.

Hatta babam, emekli ikramiyesinin bir bölümüyle, Ortaköy’de mütevazı bir daire bile alabilmişti!..

Her neyse!

Söyleyeceğim, benim de bir yerlerde burnumu sürtüp evin gelirine katkıda bulunmam lazımdı.

Onun için kılıktan kılığa giriyordum.

Demirci Rupen’in yanında demir dövdüm. Ortaköy Eczanesi’nde, Sıtkı Bey’in eczanesinde çıraklık yapıp havanda ilaç hazırladım. Balat’ta, Yeni Camii’nin imamı Hacı Davut Yılmaz’ın yanında, yağlı boya karıştırdım…

Ve daha birçok lüzumsuz iş…

Seçmece yok…

Nerede iş bulduysam oranın tezgahına yaslanıyordum.

MİMARLIK İSTERKEN…

Aslında mimar olmak için yanıp tutuşuyordum. Ama sınavları beceremedim.

Fakültenin kapısında mimar adayı güzel kızları gördükçe, zıplaya zıplaya kaçan, besili ceylanların karşısında, ağzı sulanan, aç bir aslana benzetiyordum kendimi.

Sonra seçenekler azaldı… Ya antropolog, ya arkeolog, ya da sosyolog olacaktım.

Puanım bu kafeslere yetiyordu ancak!

Gönlümde arkeolog olmak yatıyordu. Çünkü güzel kızlar, bu fakültelerin koridorlarını şen kahkahalarıyla çınlatıyorlardı.

Bu arada........

© Gazete Pencere