İstanbul’un hal-i pür melali |
Çocukluk yıllarımda göç almaya başlamıştı. Yeni sakinleri için taşı, toprağı altındı. Doğu Roma ve Osmanlı İmparatorluklarına ev sahipliği yapmıştı. Arada 1204-1261 yılları arasında kısa süren bir Latin devleti de vardı.
Kutsal kentleri Kudüs’ü sözde kurtarmak amacıyla düzenlenen IV. Haçlı Seferi sırasında İstanbul’dan geçen Katolikler de bu güzelim kente egemen olmuşlardı. Tam 57 yıl boyunca kenti yönetirken, acımasızca yağmaladılar.
Doğu Roma’nın güçlü dönemlerinin şatafatlı yaşamı çok gerilerde kalmıştı. Dünya değişiyordu. İpek Yolu üzerindeki ticaretin boyutları yeni yerleşimcileri bölgeye yöneltti. Zaferle dönülen seferlerden, kente giren askeri birliklerin, Altın Kapı’dan (Porta Aura) Hipodroma (Sultanahmet) kadar süren gösterişli geçişleri çok gerilerde kalmıştı.
Çöküş 1453 yılında Fatih’in İstanbul’u fethi ile tescillendi. Kenti 1.Konstantin kurmuştu. Batı Roma tasfiye olurken, Doğu Roma bin yıl daha yaşayacaktı. Birincinin kurduğu devlet, 11.Konstantin (Dragezes) döneminde tarihe karıştı.
Batılı tarihçiler kurucusunun, Atina’nın egemenliğini reddederek MÖ 667 yılında göçen, Megaralı Dor’ların egemeni Byzas olduğunu öne sürerler. Oysa son yıllarda yapılan Yenikapı kazıları, kentin geçmişinin........