Normalleşme, son zamanlarda siyaset gündemimizin üst sıralarını işgal eden masum görüntülü vahim ve habis bir siyasi oyundur.
Kim istedi normalleşmeyi; normalleşme talebi halktan, tabandan yükselen organik süreç midir, yoksa yukarıdan topluma ve siyaset dünyasına sipariş edilen bir kurgu mudur? Eğer, halkın siyaseti normalleştirme gibi bir dürtüsü var idi ise, bu talebin muhalefet partisinin harekete geçirilmesi ile değil, 22 yıldır toplumu ve siyaseti cadı kazanına çevirmiş olan AKP ve bağlantılı ortağına seçimde ciddi bir ders verilerek yapılırdı. Son yerel seçimlerin görece bu tür bir ders niteliği olmakla beraber, maalesef iktidar partisinin parlamentoda başat olarak görüntüsel de olsa ayakta kalması toplumun böyle bir talebi ve bu talebe yönelik bir ders verme arzusunun olduğu güçlü şekilde savunulamaz. Bu durumda anlaşılan bu talep yukarıdan, son seçimlerde zeminin kaydığını hisseden AKP’den yeni bir siyasi manevra alanı olarak topluma ve ana muhalefet partisine dayatılmaktadır. Kısacası, çöküşte olan iktidar partisinin hem Cumhur ortağından halas olması, hem de ana muhalefeti ikna edebildiği koşulda gönlünde yatan yeni anayasa yolunu açması projenin ana gerekçesini oluşturmaktadır. Bu görüşün geçerli olması bizi şu iki sonuca götürür: Birincisi, AKP Türk-İslam sentezinin Türk kulvarından kurtulup, İslam kulvarına daha güçlü basar; ikincisi ise, muhalefetle sözde laik görüntüsü altında oluşturmayı başarabileceği yeni anayasada bizatihi kendisine yeni bir yol açma sonucunu hedefleyebilir.
Bu görüşün doğruluğu koşulunda, salt bir normalleşme el sıkışmasıyla AKP’nin politikalarında anlamlı bir değişiklik olabilir mi? Biri Kıbrıs meselesi, diğeri de köpeklerle ilgili yasa konusu üzerinden AKP’nin davranış koduna bakalım. Kıbrıs’ta Feyzioğlu’nun devlet geleneğine aykırı fakat AKP hırsına uygun usulsüz ve çirkin davranışının merkez tarafından olumlu algılanması ve ilgili şahsın terfian yeni göreve atanması değişmeyen hırs refleksinin çok net göstergesidir. Köpeklerle ilgili yasa önerisinin görüşmeleri ve sonuçlandırılmasında da AKP’de hiçbir değişikliğin olmadığı ve olamayacağı çok net görülmüştür. Ama AKP rol yapabilir, siyasette Machiavelli’yi dahi mezarında ters döndürebilecek becerileriyle Türk siyaset yazınına kara leke olarak geçecektir.
AKP, normalleşmeyi, hırs ve kine dayalı öznel davranışsal kodlarını terk etmek için değil, salt hedeflediği anayasa tasarısını geçirebilmek için parlamento çoğunluğunu sağlamak amacıyla büyük bir arzuyla istemektedir. Bu noktada çok dikkatli olunması ve mazisi parlak olmayan partiye yeşil........