Tom Barrack, go home! Yankee, go home! |
16 Mayıs 1916’da, Birinci Dünya Savaşı’nın en kanlı günlerinde, İngiliz diplomat Sir Mark Sykes ile Fransız meslektaşı François Georges-Picot, Londra ve Paris’te bir harita başında Osmanlı’nın Arap vilayetlerini cetvelle böldü. Irak ve Ürdün İngiltere’ye, Suriye ve Lübnan Fransa’ya düştü; Filistin ise “uluslararası yönetim” diye belirsiz bir formülle kenara itildi. Anlaşma o kadar gizliydi ki, İngilizlerin “Arap İsyanı”nı ateşlemek için yanlarına kattığı Şerif Hüseyin’e ve müttefiklerine tek kelime sızdırılmadı.
1917 Ekim Devrimi’nin sıcak günlerinde Bolşevikler, Çarlık Rusya’sının karanlık arşivlerini açtı ve bu utanç verici belgeyi dünya sahnesine fırlattı. 22-23 Kasım 1917’de İzvestiya ve Pravda’da yayımlanan Sykes–Picot haritası, emperyalistlerin “sırtımızdan bıçaklama” diye anılan o meşhur ihanet vesikasıydı.
2 Aralık 2025’te, Suriye resmi haber ajansı SANA duyurdu: IŞİD artığı Ahmet eş-Şara başkent Şam’da Chevron Corporation heyetiyle masaya oturdu. Görüşmede Suriye Petrol Şirketi (SPC) ile Chevron arasında batı kıyılarındaki offshore petrol ve doğalgaz arama iş birliği konuşuldu. Masada kimler vardı? ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi ve Ankara Büyükelçisi Tom Barrack (evet, aynı Barrack), Suriye Dışişleri Bakanı Esad Hasan Şeybani, SPC CEO’su Yusuf Kablavi, Chevron Başkan Yardımcısı Rank Mount ve Bölgesel Kalkınma Müdürü Joe Koch.
Bu görüşme tesadüf değildi. Beşar Esad’ın uluslararası komployla Aralık 2024’te devrilmesinden sonra kurulan geçiş hükümeti, Trump yönetiminin Mayıs 2025’te yaptırımları hafifletmesiyle enerji sektörünü Atlantik sermayesine açmaya başlamıştı. Chevron’un Şam’a inişi, sadece ticari bir pazarlık değil; Doğu Akdeniz’in güney kanadını Amerikan şirketlerine zincirleyen jeostratejik........